“Büyüklenmek, sınırsız başarı ve güçle uğraşmak, kendi çıkarı için başkasını kullanmak, empati yapmamak, çok beğenilme isteği, başkasına saygısız davranma, kıskançlık olarak devam ettirilebilir. Ankara travestileri için hayatlarında yeri olmayan insanlar kategorisinde yer almaktadırlar. Güzel giyinirler ve dikkat çekerler, insanları aşağılamayı severler, duygularını dışa vurmazlar, kontrolü daima kendilerinde isterler, ilişkilerini çıkarları için kurarlar.Gerçek narsistler kendilerinde bir sorun olduğunu kabul etmezler, kişisel kusurlarını kabul etmeye ikna etmek olanaksızdır. Narsist kişiliğin altında, paradoksal olarak derin bir kendine güvensizlik yatar. Narsistin belirtileri hayat ile bağdaşmaz. Ne kadar yükseğe çıksalar da daha yüksektekini kıskanırlar, içlerinde doyurulamayan bir boşluk vardır.
Narsistikler, ‘’ben narsisistim” diyerek tedaviye gelmezler. Genellikle depresyon yüzünden başvururlar. Hayat boyu sevilme ve beğenilme beklentileri olduğu için sık sık hayal kırıklığı yaşarlar. Narsisizm tedavisi oldukça zordur çünkü bu bozukluk kronikleşme eğilimi gösterir. Tedavideki amaç benlik saygısının korunması olmalıdır. Tedavi sırasında gerçek benliğe erişilmeden yapay benlik üzerinde çalışmak sonuç vermeyecektir. Gerçek ve yapay benlik birlikte çalışılmalıdır”