X

‘Travestiyi oynamak zor!’

Ayta Sözeri’yi birçok dizide, tiyatroda izlediniz. Son olarak ‘Güneşi Gördüm’de bir travestiyi canlandırdı. İşin sürprizli yanıysa onun transseksüel olması…

İsmi Ayta Sözeri. Kendisine seçtiği isim bu, evvelki adını bilmiyoruz, sormadık. Sokakta görüp, ‘tehlikeli’ belleyip iki adım gerisinde kalmayı seçebileceğiniz ‘cinslerden.’ Transseksüel. Oyuncu. Şarkıcı. İzmirli ve Ege Üniversitesi İşletme mezunu. Çok matrak, bir saatlik vakitte kendiyle de, hemcinsleriyle de, sizinle de çok güzel geçiyor dalgasını. Sokakta gördüğünüzde içinizden geçirdiğiniz gibi bedenini değil, sesini ve oyunculuğunu satıyor. Seks işçiliği yapmak zorunda kalmayan, Türkiye’deki tek tük şanslı ‘trans’tan biri…

Onu nerede mi bulduk? Aslına bakarsanız, Levent Kırca Tiyatrosu’nun ‘Toros Canavarı’ndan, popüler diziler ‘Hayat Bağları’, ‘Dadı’, ‘Dudaktan Kalbe’, ‘Arka Sokaklar’a kadar hemen her fırsatta çıkıyormuş karşımıza. Ama çoğu kez, kendisinden beklenen ‘sokaktaki transseksüel’ yerine, sıradan kadın rollerinde oynadığı için fark etmemişiz belli ki… Klişeleri tekrar eden, hikâyesi olmayan hiçbir trans rolünü kabul etmiyor. Ayta Sözeri’yle ‘Güneşi Gördüm’deki transseksüel Tuana rolü vesilesiyle buluştuk. Türkiye’de transseksüel olup oyunculuk yapmak nasılmış, dinledik…

Özgeçmişinizde ‘Karakteri olmayan hiçbir transseksüel ve travesti rolünü kabul etmiyorum’ diye bir ibare var. Size çoklukla bu roller mi teklif ediliyor?
Benim için en zor olan bir travestiyi veya transseksüeli oynamak. Karakteri olmayan derken kastettiğim, çok kötüyü oynayanlar… Burası Beyoğlu ya, muhakkak bir travesti olmalı ama o mutlaka kavga ediyordur, ya birisini kesiyordur, ya pazarlık yapıyordur… Cinsiyet olarak hepimiz aynıyız; sokaktaki de, ben de, Bülent Ersoy da. Ama yaptığımız işler, olduğumuz yerler farklı. Sonra düz roller oynadım; hapishane müdiresi, mahkûm kadın, şarkıcı kadın. Onları oynayınca da birden travesti rolü gelince tuhaf hissettim. Aslında transseksüelim ama öyle değilim. Öyle olmamak için mücadele ettiğimden, onu oynayamayacağınızı düşünüyorsunuz.

Hep seks işçisi rolü mü gelir transseksüel bir oyuncuya?
En rahatsız olduğum konu bu. Devlet kurumlarında, hastanede, poliste ‘Ne iş yaptığınız belli’ diye karşılanıyorsunuz. Ev tutmaya kalktığımda, söylerken utanıyorum ama “Ben oyuncuyum, Levent Kırca Tiyatrosu’nda oynuyorum” diyorum. Adam bakıyor, ‘Hadi ya!’ falan… Ama gerçekten oynuyorum amca ben!

Bu kararın ardından kariyerinizde istediğiniz gibi ilerleyebildiniz mi?
Çok çok iyi dizileri geri çevirdik, sadece bir replik için; ‘Ne bekliyordun, ben erkeğim!’ Ben böyle bir şey demem. Çünkü değilim. Hayatta en çok olmak istediğim şey erkek. Bir Mahsun Bey’in (Kırmızıgül) filmi ‘Güneşi Gördüm’de oynadım. Ki orada bana “Bu karakterleri senin yaratmanı istiyorum” dedi. Travestiyi oynayacak arkadaşlara danışmanlık yaptım. Mahsun Bey’le senaryoda düzeltmeler yaptık. Sonrasında “Filmin bir yerinde ol, Tuana sen ol” dedi Mahsun Bey.

Size ne ifade etti filmdeki transseksüel hikayesi?
‘İçindekileri tatmin edebildin mi?’ dersen, herhalde bir filmin tamamen bize ait olması gerekiyor ki içimdekileri tatmin edebileyim. ‘Güneşi Gördüm’de şunu görebildiğim için mutluyum; “Bizim hayatımız bıçak sırtı. Bir gün ayağın kayar, düşersin” diyor, “Tabii gel, sana bakarız” demiyor. Böyle bir şey yok zaten. Son cümle, benim de Allah’a soracağım cümle. Niye ben? Ne hata yapmış olabiliriz ki?

Kaç yıldır oyunculuk yapıyorsunuz?
Hep şarkı söylemek istedim. Ortaokulda koroya kabul edilmeyince tiyatro seçmelerine girdim. Müzik öğretmenini oynadım. Lisede Yeni Asır gazetesinin düzenlediği Liselerarası Tiyatro Şenliği’nde de en iyi erkek oyuncu ödülünü aldım, hem de babayı oynarak! Ama ‘Oyunculuğa nasıl başladın?’ diye sorarsan… Hayatım boyunca oynadım. Önce ne olduğumu kabul etmemek için kendime oynadım. Ortaokulda ne olduğumu anladığım vakit, aileme erkeği oynadım, benimle birlikte aileme oynayan kız arkadaşlarım oldu. Şimdi sokakta kadını oynuyorum. Bugün gelirken sana nasıl oynayacağımı düşündüm.

Ailenize ne zaman açıldınız?
Lise 1’e geçmek üzereydim. Anneme söyledim, “Doktora mı gideceğiz, ne yapacaksak yapalım” dedim. Keşke söylemeseydim, hayatımda en çok psikiyatrı o zaman gördüm. “Hazır olun, çok zeki bir çocuğunuz var, günü geldiğinde kadın olacak” dediler. Bende de bir fevrilik, evden ayrılmalar, tek başına yaşamaya çalışmalar… Annemi göremedim, o çok kötüydü. Şimdi görüşüyoruz ailemle. Babam “Okuyamayacaksın!” diye bağırmıştı. İyi ki bağırmış, okudum. Ege Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdim.

Sıradan bir oyuncunun yaşamadığı neleri yaşar transseksüel bir oyuncu?
En korktuğu, sette çocuk olmasıdır. Kimsenin söyleyemediğini şakkadak söyler; ‘Sen erkek misin abla?’… ‘Hayır, değilim’… ‘Niye sesin öyle?’… ‘Ama ben çok sigara içiyorum!’… İkincisi bakışlar. Şarkı söylediğim için sahne rahatlığım var, bundan dolayı zorluk yaşamadım. Ama arkadaşlarım derlerdi ki, ‘Otele almıyorlar, sinemaya gidemiyoruz.’ Arkadaşları oynuyor, kendileri oynadı figürasyonda, sinemalarda izleyemiyorlar. Hayatın içinde daha zorlarını yaşadığınız için, sette çok problem yaşamıyorsunuz.

Eğlence sektörü dışında ne iş yapabilir bir transseksüel Türkiye’de?
Eczacı bir arkadaşım var. Mihriban diye bir arkadaşım var, İzmir’de Remzi Kitabevi’nin sahibi. Mücadele edersen olur. Ama aralarında bir dönem zorunlu seks işçiliği yapmış insanlar da var.

Siz seks işçiliği yapmak zorunda kaldınız mı?
Kalmadım, Allah’a şükürler olsun.
‘Mavi kimlik veren utansın!’

Daha geçen hafta Ankara’da transseksüel Melek öldürüldü. ‘Yine bir transseksüel cinayeti’ cümlesini okuduğunuzda ne hissediyorsunuz?
Bu nasıl bir vahşettir! Transseksüel olduğunu unut, bir köpeğin başını kestiğini düşün! Elif’in başını kesmişlerdi. O haberi görürsün ama katilin yakalandığı haberini görmezsin. Bu biraz daha rahatlatmaz mı insanları?
Ya da karşısındaki insanları korkutmaz mı?

Bir eşcinsel, transseksüel, travesti örgütüyle iletişiminiz var mı?
Hiçbir dernekte aktif rol almadım. Elimden geleni yapıyorum, onların beni bulmasını isterim. Sempozyum düzenliyorlar, ‘Ayta Sözeri diye bir oyuncu arkadaşımız var, iki cümle kursun’ denmez mi?

Mücadele veren transseksüellerin yaptıklarının yeterli olmadığını mı düşünüyorsunuz?
Yürüyorlar; ‘Eşcinsellik engellenemez, eşcinsellik vardır.’ Var olduğunu herkes biliyor, bakkalım Hüseyin Efendi de biliyor, “Guy mudur, gay mıdır onlardan var” diyor.

Ne yapmak gerekiyor?
Bir kere oy vermek gerekiyor. Hiçbir transseksüel, travesti arkadaşım oy vermiyor. Varsın o oylar denize dökülsün. O damgayı vurmanın huzurunu yaşa. Sadece polis baskınında  750 travesti yakalanıyorsa kaç kişinin oy atacağını düşünün. ‘Utanıyoruz, kimliğimiz mavi’ diyorlar. Sen niye utanıyorsun? O kimlik mavi olduğu için, hâlâ seni kabul etmediği için görevli utansın.
Röportaj: Bahar Çuhadar

pedro: