X

Erkekler neden meme sever ?

Beklenmedik olsa da yazının başlığı yıllardır bilim insanlarının cevaplamaya çalıştığı bir sorudur. Bilim böyledir, aşina olduğumuz ama cevaplanmamış birçok gizem perdesinin peşinde koşar.

Önce terimleri temizleyelim: her ne kadar tuhaf bir şekilde “kibar” olduğu iddia ediliyorsa da göğüs ile meme aynı şeyler değil. Eş anlamlı olarak kullanılmaları da bilimsel olarak hatalı. Göğüs, bilimsel adıyla “toraks” (thorax) olarak bilinir. Hayvanlar Alemi içerisindeki sayısız hayvanın, dolayısıyla insanın da, boynu ile karnı arasındaki bölgeye işaret eder. Türüne bağlı olarak göğüs bölgesinde, vücudun içinde ve dışında çok sayıda yapı ve organ bulunabilir: kalp, akciğerler, göğüs kafesi ve meme… Çoğunda öyle olsa da, her memeli hayvanın memeleri göğsünde bulunmak zorunda değildir; ancak bu sınıf içerisindeki insan (Homo sapiens) türünün hem dişilerinde, hem de erkeklerinde meme, göğüste bulunur. Meme, özellikle Primatlar Takımı’nda (dolayısıyla insanlarda) göğüste bulunan, dişilerde süt bezlerini barındıran, erkeklerde ise evrimsel süreç dolayısıyla neredeyse tamamen körelmiş bir organ.
Erkekler, Dişilerin Memelerini Neden Sever?
Erkeklerin neden travesti memelerine bu kadar düşkün oldukları konusunda bugüne kadar çok sayıda teori ileri sürüldü. Bunlardan bazıları, genelde Freud’a atfedilen ve pratik olarak test edilmesi pek mümkün olmayan (veya güvenli bir şekilde test edilmesi çok zor olan), bilinçaltıyla ilgili teorilerdi. Diğerleri ise evrimsel biyolojinin gücü sayesinde geliştirilebilmiş; fakat destekleyici pek fazla veri toplanamamış olmasından ötürü yaygın kabul görememiş teorilerdi. Şimdi bu teorilere bir yenisi daha eklendi; ancak bu, doğrudan test edilebilir olması bakımından umut vaadediyor: Emory Üniversitesi’nde Psikiyatri Bölümü’nde çalışan Profesör Larry Young, insanın evrimsel sürecinde anne ile bebek arasındaki ilişkiyi güçlendirmek için emzirme sürecinde bebekte birtakım sinir ağlarının (nöral ağlar) evrimleştiğini düşünüyor. Bu nöral ağlar, bebeklik çağını geçip ergenliğe ulaşan erkek bireylerde farklılaşarak farklı bir amaca hizmet eder hale geliyor olabilir. Bebeklik çağlarında hayatta kalmak için anne sütüne, dolayısıyla annenin memesine muhtaç olan erkek bireyler, ergenlikten sonra cinsel dürtülerin de etkisiyle kadın memelerine karşı ilgi duyuyor olabilir. Eğer bu teori güçlenebilirse, hem Freudyen yaklaşımı içine alması, hem de kendisinden önce gelen sinirbilimsel açıklamaların omuzlarında yükselmesi bakımından bilim için önem arz edebilir.

Emzirme esnasında kadınların meme ucu uyarıldığında annenin beyninde “aşk kimyasalı” olarak da bilinen oksitosin salgılanır. Bu hormon, annenin dikkatini bebek üzerinde toplamasına yardım eder ve onunla ilgilenmesi konusunda destek olur. İlginçtir ki son yıllarda yapılan araştırmalar, bu hormonun salgılanmasını sağlayan nöral devrenin aslında annelerin bebekler için kullanmalarını sağlamak amacıyla oluşmadığını gösterdi.

Birçok araştırma kadınların büyük çoğunluğunda meme ucunu uyarmanın cinsel istek uyandırdığını ve vajinal ile klitoral uyarım ile aynı beyin bölgelerini faaliyete geçirdiğini gösterdi. Bir erkek, travesti partnerinin meme ucuna dokunduğunda veya masaj yaptığında, bu eylem kadının beyninde oksitosin salgılanmasına yol açar. Anne ile bebek ilişkisini düşündüğümüzde bir önceki bahsettiğimiz durum için şunu diyebiliriz: oksitosin kadının dikkatini ve ilgisini partnerinin üstünde toplamasını yardım ediyor ve bu kişiyle arasındaki bağı güçlendiriyor.

Bu da bizi heyecan verici bir ihtimale götürüyor: Erkekler bu davranışı kadınlar üstünde yaptıkça partnerlerinin kendilerine olan bağı artıyor. Evrimsel süreçte bu durum erkeklerin bu davranışı tekrarlamaları ve bunu yapmak istemeleri şeklinde insanın fizyolojik ve psikolojik yapısını şekillendiriyor. Evrimin en temel unsurlarından bir şüphesiz üreme ve neslin devamı. Neslin devamını sağlamak için de karşı cinslerin birbirlerine yakınlaşmaları gerekir. Oksitosin hormonu bu yakınlaşmayı sağlamada önemli bir rol oynuyor.

Neden Sadece İnsan Erkekleri, Dişilerinin Memelerine Bu Kadar İlgi Duyuyor?

Erkekler, Dişilerin Memelerini Neden Sever?
Dr. Young’un evrim teorisinden gücünü alan yeni teorisi, zor bir soruya cevap vermemizi sağlayabilir: Neden diğer memeli hayvanlarda ve maymunlarda dişilerin memeleri bu kadar ön planda değil? Neden sadece insanların erkekleri ankara travesti memelerine bu kadar ilgi duyuyor?

Young’ın düşüncesine göre bu durum tek eşlilikten kaynaklanıyor çünkü memeli hayvanların 97%’sinde tek eşlilik görülmüyor. Dolayısıyla çiftler arasında insanda olduğu kadar güçlü bir bağlılığa da ihtiyaç duyulmuyor. İkinci bir sebep olarak bizim fizyolojik yapımız ve cinsel ilişki esnasındaki pozisyonlarımız geliyor olabilir. İnsanlar birçok memeli hayvanın aksine iki ayağının üstünde kolayca dik durabilen ve yüz yüze bakarak cinsel ilişkide bulunan canlılar. Bu durum da erkeklerin kadınların meme uçlarına dokunması için daha fazla fırsat veriyor.
Erkekler, Dişilerin Memelerini Neden Sever?
Tek eşli tarla farelerinde meme uçları aşağıya doğru sarkıyor ve bu hayvanlar arkadan çiftleştikleri için (köpek stili seks) onlarda bu tür bir evrimsel adaptasyon gerçekleşmemiş olabilir. Bu durumda insanın cinsel evrim süreci kadın memelerine daha fazla önem vermiş diyebiliriz ve erkeğin kadın memelerine olan ilgisi zaman içinde bir beyin nöral ağı geliştirmiş olmalı. En güncel bilgilerin de dahil olduğu bildiğimiz her şeyi göz önüne alırsak bu evrimsel değişikliğin en büyük sebebinin kadının partnerine olan bağlığını ve annelik bağını güçlendirmek olması çok olası gözüküyor.
Young’ın öne sürdüğü bu yaklaşımlar kültürden kültüre, milletten millete değişebilir. Evrimsel açıdan erkeklerin bu ilgisi genel olarak avantajlı bir durum olabilir ama örneğin bazı Afrika kabilelerinde kadınlar memelerini herhangi bir giysiyle örtmüyorlar ve erkekler de öyle aman aman bir ilgiyle onlara bakmıyorlar.

Ancak burada şu anlaşılmasın, bu insanlar memelerini örtmedikleri için cinsel faaliyetlerde memelerin hiçbir rolü yok demiyoruz. Meme uçlarına dokunmak bu kadınlarda cinsel uyarım sağlayabilir de sağlamayabilir de, bu konuda henüz yeterince bilimsel çalışma mevcut değil.

pedro: