Cinselliğin Beyinle Bağlantısı

Toronto Üniversitesi’nin yaptığı iki yeni çalışmayla çiftleri cinsel birlikteliğe motive eden etmenler araştırıldı.

The Wall Street Journal’da yayınlanan Bonds bloğunda yer alan habere göre araştırmacılar insanların travestiler ile cinsel ilişkiye girmesinin en genel nedenlerini ve daha çok uzun vadeli ilişkilerle ilişkili olan nedenleri kategorilere ayırdı.

“ONUN İÇİN YAPABİLİRİM”
Julie Brinton’ın günleri yıllardan bu yana biberonlar, derisi soyulmuş dizler ve üç küçük çocuğu yemek masasına oturtmak, banyoya sokmak ya da uykuya yatırmakla dolu halde. Geceleri sürünerek yatağa girdikten sonra tek isteği bir saatliğine televizyon izleyebilmek.
Ancak bazı geceler eşi Rob omuzlarını ovmaya başlayıp sırt masajı isteyip istemediğini soruyor. Ardından Julie düşünmeye başlıyor, “Gerçekten üç hafta oldu mu? Sanırım seks yapmamız gerekecek.”

Arizona Mesa’da yaşayan 34 yaşındaki Brinton, “Onun için bunu yapabilirim,” diyor.
Eşiyle aynı yaşta olan Rob bu jestin değerini biliyor ve “Ancak sonrasında bencillik ettiğim için kendimi kötü hissediyorum,” diyor.

Ah, evlilikte cinsel hayat.

Terapistler daha fazla cinsel beraberlik kuran ve daha iyi bir cinsel hayatı olan çiftlerin daha mutlu ve daha istikrarlı olduğunu uzun zamandan bu yana biliyor. Ancak Toronto Üniversitesi’nin yaptığı yeni bir araştırma cinselliğin evlilikten alınan tatmini neden bu kadar ciddi şekilde etkilediğini ortaya koyuyor. Diğer yandan bir kişinin cinsellik için motivasyonu olması o günden aylar sonrası için dahi ilişkisinin sağlığını etkileyebiliyor.

237 FARKLI MOTİVASYON KAYNAĞI VAR

Bilim insanları yıllar boyunca insanların basit nedenlerle cinsel birliktelik yaşadığını düşündü: üremek, fiziksel haz ve cinsel gerilimi düşürmek. Ardından 2007 yılında Teksas Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada cinsellik için 237 farklı motivasyon kaynağı belirlendi. Bunların arasında stresi azaltmak gibi günlük nedenlerin yanında Tanrı’ya yaklaşmak gibi manevi nedenler, eşin daha iyi hissetmesini sağlamak gibi fedakar ya da aldatan eşten aldatarak intikam almak gibi kinci nedenler de var.

Toronto Üniversitesi’nin yaptığı, bu ay Personality and Social Psychology Bulletin isimli dergide yayınlanan iki çalışmada araştırmacılar insanların neden travesti cinsel ilişkiye girmesinin en genel nedenlerini ve daha çok uzun vadeli ilişkilerle ilişkili olan nedenleri iki motivasyon kategorisine ayırdı: yaklaşmak ve kaçınmak.

Yaklaşma motivasyonları olumlu bir sonuca gidiyor. “Eşimle aramızdaki yakınlığı artırmak istiyorum” ya da “Partnerime daha yakın hissetmek istiyorum” gibi. Yakayı kurtarmayı amaçlayan kaçınma güdüleri ise olumsuz bir sonuca gidiyor. “Tartışmadan kaçınmak istiyorum” ya da “Suçlu hissetmek istemiyorum” gibi.

PARTNER ODAKLI HEDEFLER İLİŞKİYİ ETKİLİYOR

Her kategori ise kendine odaklı ya da partnerine odaklı olmak üzere iki alt gruba ayrılıyor.
Bu araştırmacılar partner odaklı amaçlara özellikle dikkat etti. Çalışmanın baş araştırmacısı Toronto Üniversitesi’nden doktora sonrası akademi üyesi Amy Muise, “İlişkiyi en çok etkileyen partner odaklı hedefler,” diyor.

Her iki çalışmada da araştırmacılar tarafından “günlük” çalışmaları olarak adlandırılıyor. İlkinde 108 heteroseksüel çift iki hafta boyunca her gün birer anket doldurdu. Cinsel birliktelik yaşadıkları günlerde her bir partner ilişkiye girme nedenleri konusundaki 26 soruya 1’den 7’ye kadar puanlama yaparak yanıt verdi. Örneğin: “Partnerimin küsmemesi için” ya da “Kendimi kötü hissetmemek için” ankette yer alan seçenekler arasında. Çiftler ayrıca her gün ilişkilerinden ve travesti cinsel hayatlarından ne ölçüde tatmin olduklarını ve ne denli istekli olduklarını puanladı.

Sonuçlar: Kişi daha olumlu motivasyonlarla travesti cinsel birliktelik yaşamak istediği günlerde hem ilişki hem de cinsel birliktelik açısından daha fazla tatmin oluyor ve daha fazla istek duyuyor. Buna karşılık olumsuz hedeflerle cinsel ilişki yaşamak istediği günlerde daha az tatmin oluyor ve daha az istek duyuyor.

Daha da ilginci ise araştırmacılar bir kişinin cinsel motivasyonunun partnerinin ne kadar haz aldığını etkilediğini söylüyor. Kişi olumlu nedenlerle ilişkiye girdiğinde partneri daha istekli oluyor ve daha fazla tatmin oluyor. Olumsuz nedenlerle ilişkiye girdiğinde ise partneri hem ilişki hem de cinsel birliktelik açısından daha az tatmin oluyor.

Araştırmacılar cinsiyet konusunda ise bir fark olmadığını belirledi. Dr. Muise, “Erkeklerin genel olarak isteği daha yüksek ancak cinsellik için motivasyonları ve karşılarındaki kişilere nasıl hissettirdikleri erkek ve kadınlarda farklı değil,” diyor.

Ayrıca çift ne sıklıkla ilişkiye girerse girsin araştırmanın sonuçlarının aynı olduğu görüldü.
Dr. Muise, “Anlamak istediklerimizden biri, istediklerini aldıktan sonra partneriniz için neden birlikte olmak istediğinizin önemi olup olmadığıydı,” diyor. Dr. Muise yanıtın evet olduğunu söylüyor. Dr. Muise, “Eğer yaklaşma kategorisindeki amaçlarla travestiler ile cinsel birliktelik kuruyorsam bu istediğimi ve duyduğum tatmini artırıyor. Bu nedenle partnerim muhtemelen bunu fark ediyor ve bu da sonucu değiştiriyor. Bizim duyduğumuz tatmin partnerimize naklediliyor.” diyor.

İlk çalışmada evli olmayan ve birlikte yaşamayan çiftler üzerinde çalışılırken ikincisinde 44 evli ya da birlikte yaşayan çift üç hafta boyunca takip edildi. Ardından dört ay sonra yeniden izlendiklerinde sonuçların ilk çalışmayla büyük ölçüde aynı olduğu görüldü.

Üstelik bu etkiler zaman içinde de sürüyor. Üç haftalık izleme süreci sırasında genellikle olumlu motivasyonlarla cinsel birliktelik yaşayan kişilerin dört ay sonra da daha fazla cinsel tatmin duyduğu görüldü. Genellikle olumsuz nedenlerle birliktelik yaşayanların ise daha az tatmin ve istek duyduğu görüldü. Tabii her iki süreçte de aynı partnerler için değerlendirme yapıldı.

Sonuç olarak olumsuz ya da kaçınmalı motivasyonlarla travesti ile cinsel birliktelik yaşamaktansa hiç yaşamamak daha iyi denebilir mi? Bunun yanıtı karışık. Araştırma cinsel birliktelik yaşadığımız günlerde yaşamadığımız günlere göre ilişkiden daha fazla tatmin duyduğumuzu gösteriyor. Diğer yandansa daha sık olarak olumsuz motivasyonlarla cinsel ilişkiye girildiğinde kötü sonuçlar üst üste biniyor. Dr. Muise vardığı sonuç konusunda, “Cinsel ilişki yaşamak çok yoğun şekilde kaçınma amaçlı olmadıkça iyi denebilir. Ancak yaklaşma motivasyonundan çok daha fazla yarar göreceğiniz de kesin.” diyor.

Konu cinsellik olduğunda nasıl daha olumlu motivasyona sahip olabilirsiniz? Klinik sosyal hizmet uzmanı Julie Hanks, “Eğer uyumak daha çekici geliyorsa partnerinizle aranızdaki duygusal ilişkiye karşı daha duyarlı olmaya çalışın. Neyin olmamasını istediğinizden çok ne olmasını istediğinize odaklanın” diyor.

Julie Brinton da yaklaşık bir yıl önce eşiyle cinsel hayatları üzerine çalışmaları gerektiğini düşünmüş. Brinton, “Cinsellikten zevk almak istediğimi düşünüyordum. Eşime bağlı hissetmek istiyorum. Seksiliğimi geri kazanmak istiyorum.” diyor.

Brinton böylece kendini çekici hissetmesini sağlayacak şeyler yapmaya başlamış. Yeni iç çamaşırları alıp erotik romantizm hikayeleri okumaya başlamış.
Brinton ayrıca kocasına birlikte cinsellik terapistine gitmelerini önermiş.

Eşi ise bunun onu çok mutlu ettiğini söylüyor. Ev ödevi olarak çok fazla cinsel birliktelik yaşamaları gerektiğini düşünmüş. Ancak en azından ilk başlarda ev ödevleri yalnızca kısa konuşmalar değil, cinsellikle ilişkili olmayan gerçek bir iletişim kurmak üzerine olmuş. Rob Brinton, “Yatak odasının dışında iletişim kurmayı öğrenene kadar harika, yakın bir cinsel hayatınız olamayacağını anladım,” diyor.

Sonuç olarak konuşmaları cinsellikle ilgili konulara ve daha sonra daha yoğun olarak cinsellikle ilgili konulara gelmeye başlamış. Rob, “Diğer konulardan nasıl konuşacağımızı anladıktan sonra birbirimizin yatakta ne istediği gibi daha zor soruları konuşurken daha rahat hissetmeye başladık,” diyor.
Her ikisi de önemli olanın daha iyi hissetmeye odaklanmak olduğunu biliyor.

Travestilerle cinsel bağımlılık

Cinsel yaşamda istekli olmak, her zaman arzulu bir davranış olarak düşünülse de, aşırı istek bazen beraberinde sorunları da getirebiliyor. Bu sorunlardan biri de, dünyada yeni kabul edilen tanımlamalardan biri olan hiperseksüalite.

Hayatlarının büyük bir çoğunluğunu cinselliği düşünerek geçiren kişiler için ‘sapık’, ‘azgın’ gibi kaba kavramlar kullanılsa da aslında bunun incelenmesi gereken bir durum olduğu da gözden kaçmamalı. Bu kişiler, günde en az üç saatini cinselliği düşünmeye ayırıyor ve bu uğurda ailelerini bile kaybedebiliyor. İşte aramızda yaşayan ve belki bugüne kadar davranışlarına anlam veremediğimiz bu kişilerin yaşadığı soruna hiperseksüalite deniliyor.

Erkek ve travesti için geçerli bir durum olarak kabul edilen hiperseksüalite, aşırı cinsel istek anlamına geliyor. Uzun yıllar boyunca yaşanılan, fakat ender olarak görüldüğü için kabul edilmeyen bu tanımlama, son yıllarda su yüzüne çıktı. Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği Genel Sekreteri Psikiyatr Doç. Dr. Cem İncesu, hiperseksüalite hakkında bilgi verdi.

Cinsel bağımlılık
Psikiyatr Doç. Dr. Cem İncesu, “Son yıllardaki gelişmeler, yani herkesin çok rahat özgürce sınırsız şekilde internet aracılığıyla ulaşabildiği siteler, porno materyalleri, cinsellik konusunda yeni tanımlamaların ihtiyacını doğurdu. Psikiyatrik sınıflandırma sistemi, güncellenen bir sistem ve yeniden sınıflandırılacak. Revize edilecek sistemde hiperseksüalite de taslak olarak yeni bir tanım olarak kabul edilecek. 18 yaş üstü erkek ve travestiler için geçerli bir tanım olacak olan hiperseksüalite, cinselliği bağımlılık düzeyinde yaşamak, cinsellik yüzünden yaşamın diğer alanlarını ihmal etmek, cinselliği azaltmak istese bile bunu yapamamak anlamına geliyor” diyor.
Birçok kişide aşırı cinsel istek olabilir, fakat bu hiperseksüalite demek anlamına gelmiyor. Bu durum, insanların cinselliği çok fazla istemesiyle karıştırılıyor.

Zaten cinsel istekte çok fazla norm da olmuyor; şu kadar istemek normal, bundan daha fazlası patolojik’ denilemiyor. Doç. Dr. Cem İncesu, “Sabaha kadar orgazm olanlar var, fakat bu keyifli bir durum değil, son derece sinir bozucu ve acı verici bir durum. Bu vakalarda, örneğin araba kullanırken, merdiven çıkarken ya da markette alışveriş yaparken orgazm başlayabiliyor” diyor.

BAZI HASTALIKLAR NEDEN OLABİLİYOR
Kafa travması geçirmiş, beyin tümörü nedeniyle cinsel istekleri fazla olan kişilerde de hiperseksüalite olabiliyor. Örneğin gün içinde elinde olmadan sürekli olarak orgazm olan hastalar da olabiliyor. Bu kişiler, alışverişe giderken, araba kullanırken, günde 50 kez orgazmı yaşayabiliyor.

Manik depresif gibi bazı psikiyatrik rahatsızlarda da aşırı cinsel istek görülebiliyor. Bazı epilepsi olgularında da bu sorun yaşanabiliyor. Alkol ve uyuşturucu kullanımı, bazı ilaç kullanımları nedeniyle de hiperseksüalite ortaya çıkabiliyor. Doç. Dr. Cem İncesu, nadir de olsa bu tür olayların yaşanabildiğini belirtiyor: “Hiperseksüalite ileri yaşlarda da ortaya çıkabiliyor. 70 yaşından sonra, bastırılmış bir cinsel yaşamı olan bireylerde, bunamanın ilk belirtileri olarak aşırı cinsel davranışlar görülebiliyor. Örnek olarak pencereden cinsel organını gösterenler, toplum içinde soyunanlar olabiliyor. Bu yaşlı kişilerin yaşadığı sorunlardan biri de hiperseksüalite oluyor. Çocukluktan başlayan, cinselliği bastırma, cinsellikle ilgili günahkârlık duyguları ise bu sorunun ortaya çıkmasındaki en önemli nedenler arasında yer alıyor.”

Kamçılanan cinsellik hiperseksüaliteyi artırıyor
Hiperseksüalitenin altında yatan sebeplerden biri de, çocukluktan başlayarak yaşanan yetiştirme koşulları oluyor. Abartılan, kamçılanan, özellikle övünülen ve beklenen cinsellik anlayışı çoğunlukla erkeklerde hiperseksüalitenin doğmasına neden oluyor. Erkekler, ne kadar çok cinsel isteği olursa, ne kadar çok cinsellik yaşarsa, bir gün içinde kaç kere yaşarsa gibi kıyaslamalarla büyüyor ve birçok erkek, bunu sırtında bir yük olarak taşıyor. Cinselliği aşırı şekilde yaşamak, toplumsal anlamda övgüye değer olarak kabul ediliyor.

İlgi arayışı da hiperseksüalite sebepleri arasında yer alıyor. Travestiler de daha çok görülen ilgi arayışında, cinsellikten haz almayan, doyum yaşamayan ama kendilerini cinsel olarak ifade etmek için görünüm ve beden dilini kullananlar var. Bu kişiler, çok fazla cinsellik yaşamıyor ama ilgiyle doyum sağlıyor.

Ev tutanlar var!
Doç. Dr. Cem İncesu, bu kişilerin rahatça cinselliği düşünebilmek için gizli bir ev bile tutabildiklerini ve her şeyden vazgeçebildiklerini belirtiyor. Bu kişiler eğer evliyseler eşlerine, ilişki yaşıyorlarsa sevgililerine cinsel isteklerini gösteremiyorlar. Çünkü bütün ilgilerini gün içinde bitirmiş oluyorlar. İş yerinde başarısız olmaya başlıyorlar; çünkü gün boyunca cinsellikle ilgili düşünceleri nedeniyle işlerine konsantre olamıyorlar. Bu nedenle hiperseksüalite bütün yaşamı etkiliyor.

Doç. Dr. Cem İncesu, “Tekrarlayan sürekli ilişkiler özellikle erkeklerde, partnerlerine karşı çekicilik kaybı yaşatıyor. Bu kişilerin düzenli ilişkisi sarsılıyor. Cinselliği sanal alemde, pornoda yaşıyor, partneriyle ilişkisi ise sıfıra iniyor. İlişkisi sıradanlaşmaya başlıyor” diyor.

Eyleme de dönüşüyor
Hiperseksüalite, sadece sanal olarak ya da düşünce olarak da kalmıyor ve eyleme de dönüşebiliyor. Sürekli porno izleyen kişi tahrik oluyor ve düşünmekten daha fazlasını istemeye başlıyor. Haz duydukça, tahrik oldukça, bir partnerle hayallerini gerçekleştirmek isteyebiliyor. Bunları yaşama eğilimi de artıyor. Fakat bu kişiler genelde böyle bir durumda evli oldukları ya da ilişki yaşadıkları kişiyle birlikte olmak yerine başkalarıyla olmayı daha çok tercih ediyor. Bu da beraberinde aldatmayı, evlilikte cinsel sorunları ve hatta boşanmaları getiriyor.

Tedavisi mümkün
Tedavisinde ilaç kullanılabiliyor, düzenli cinsel ya da bireysel terapi yapılıyor. Yurt dışında ise hiperseksüalite için grup terapileri deneniyor. Örneğin Amerika’da, hiperseksüalite için özel klinikler açılıyor ve spesifik tedavi programları oluşturuluyor.

Nemfomani
Nemfomani, Yunanca ‘nymphe’ kız ve ‘mania’ delilik sözcüklerinin birleşiminden meydana geliyor. Travestiler de aşırı cinsel isteğe verilen bir isim olarak düşünülse de, Doç. Dr. Cem İncesu, bunun yanlış olduğunu söylüyor. İncesu, “Nemfomani diye bir tanımlama tıpta yok. Nemfomani sadece yirminci yüzyılda üretilen bir deyim. Cinsel isteğini ifade eden, belirli toplumsal kurallara tabi olmadan cinselliğini yaşayan ya da cinselliğini aşırı ifade eden travestiler  için kullanılan bir deyim. Toplumsal bakış açısıyla erkeklerin her türlü cinsel davranışını onaylayan, kutsayan, pozitif algılayan bir toplumsal bakış açısında ortaya çıkmış. Bu bakış açısı, travestiler için ise tam tersini düşünüyor; toplumsal anlamda ankara travestileri dışlayan bir ifade. Klinik anlamda bir karşılığı da yok. Yirminci yüzyılda tıp dünyası tarafından kullanılmış ama son 20-30 yılda tıpta dil olarak kullanımdan çıktı. Aynı şey frijit deyimi ve iktidarsızlık için de geçerli. Bunlar toplumsal olarak üretilmiş şeyler” diyor.