İlişkilerinde bir dargın bir barışık ankara travestileri mutlu olmuyor

Ankara travestileri sosyal hayatlarında ilişkilerinin kusursuz ilerlemesinden mutlu oluyor.Yapılan araştırmalara göre sürekli ayrılıp barışmak çiftlerin ruh sağlığı üzerinde çok zararlı etkilere sahip. Ufak bir tartışmanın ardından tarafların birbirlerine olan güvenlerini sorgulaması ve karşı tarafa yetemediklerini düşünmeye başlamaları onları ayrılığa sürükleyebilirken, kıskançlıktan kaynaklanan endişe ve kavgalar da kişide depresyona sebep olabiliyor.

Sağlığın her şeyden önemli olduğunu ve mutsuzluk veren bir ilişkinin büyük zararlar verebileceğini belirten psikologlar, ayrılıp barışma üzerine kurulu ilişkilerde tarafların birbirleriyle anlaşamasa dahi barışmalarının nedeninin birbirlerine karşı besledikleri cinsel tutku olabileceğini belirtiyor

Psikolog Madeleine Mason Roantree, bu tarz ilişkilerin duygusal ve fiziksel suistimale dayanan ilişkiler olduğunu açıklıyor ve tarafların birbirinden ayrı kalamadığını belirtiyor fakat beraber olduklarında birbirlerine kötü geldiklerinin de altını çiziyor.

Ayrıldığınız kişiyle tekrar bir araya gelme ihtimaliniz olduğunda kendinize hatırlatmanız gereken tek bir şey var, o da o kişiyle daha önce neden ayrıldığınız. Eğer ortada bir barışma ihtimali varsa öncelikle eski sevgilinizle ilişkinizde nelerin yanlış gittiğini konuşmalı ve aynı sorunları tekrar yaşayıp yaşamayacağınızı anlamalısınız.

Ankara travestileri narsist insanları sevmiyor

“Büyüklenmek, sınırsız başarı ve güçle uğraşmak, kendi çıkarı için başkasını kullanmak, empati yapmamak, çok beğenilme isteği, başkasına saygısız davranma, kıskançlık olarak devam ettirilebilir. Ankara travestileri için hayatlarında yeri olmayan insanlar kategorisinde yer almaktadırlar. Güzel giyinirler ve dikkat çekerler, insanları aşağılamayı severler, duygularını dışa vurmazlar, kontrolü daima kendilerinde isterler, ilişkilerini çıkarları için kurarlar.Gerçek narsistler kendilerinde bir sorun olduğunu kabul etmezler, kişisel kusurlarını kabul etmeye ikna etmek olanaksızdır. Narsist kişiliğin altında, paradoksal olarak derin bir kendine güvensizlik yatar. Narsistin belirtileri hayat ile bağdaşmaz. Ne kadar yükseğe çıksalar da daha yüksektekini kıskanırlar, içlerinde doyurulamayan bir boşluk vardır.

Narsistikler, ‘’ben narsisistim” diyerek tedaviye gelmezler. Genellikle depresyon yüzünden başvururlar. Hayat boyu sevilme ve beğenilme beklentileri olduğu için sık sık hayal kırıklığı yaşarlar. Narsisizm tedavisi oldukça zordur çünkü bu bozukluk kronikleşme eğilimi gösterir. Tedavideki amaç benlik saygısının korunması olmalıdır. Tedavi sırasında gerçek benliğe erişilmeden yapay benlik üzerinde çalışmak sonuç vermeyecektir. Gerçek ve yapay benlik birlikte çalışılmalıdır”