Travestiler İle Aşkın Anatomisini Çözün!

Yolda yürürken istemsizce gülümseyen birini görürseniz o kişi büyük olasılıkla aşıktır. Çünkü aşk mutluluk hormonu harekete geçirir. Ayaklar yere basmaz, algı farklılaşır, tolerans seviyesi ya çok yükselir ya dip yapar. Bir başka insana duyulan aşk anneye, çocuğa, tanrıya karşı hissedilenden farklıdır. Çekim gücü doğal yollardan değildir. İzah edilemez bir bağ kuruluraşık olanla olunan arasında. Diğerlerinden farklı bulmanın, duyguların yoğunlaşmasının nedeni mantıkla açıklanamayacak kadar karmaşıktır.

Doğal bir ağrı kesici
Melankoli, içe kapanma, isyan, suçlama gibi duygular birbiriyle yarışır. Kişi dengesizleşir, yaşamın kontrolünü kaybeder ve intihara kadar gidebilecek derin bir depresyona girebilir. Aşk öyle benzersiz bir duygudur ki verdiği haz ile çektirdiği duygusal acı her an yer değiştirebilir. Beslenmek ister ve beslenemezse hormonlar tersine çalışmaya ve bireyi depresyona sokmaya başlar. Bu kadar yoğun olan duygu durumu elbette çok uzun süre devam edemez. Yavaş yavaş ya da aniden perde kalkar, gerçekler, kusurlar belirmeye başlar ve birey hayal kırıklığı yaşar. Hormonlar normal seviyelerine döndüğünde ilgi devam ediyorsa aşkın yerini sevgi alır. Aynı zamanda ağrı kesici özelliği vardır aşkın. Beden ve zihin bu keyifli durumu bozabilecek her etkiyi güçlü bir biçimde bertaraf eder.

Tek taraflıysa kişi depresyona girebilir
Kişi “Acaba yaşadığım duygu aşk mı?” diye soruyorsa cevap olumsuzdur. Aşık olan travesti ruh haline bir teşhis koymaya çalışmaz; sadece yaşar. Eğer duygular karşılıklıysa aşkın gücü katlanır. İki kişinin çevresine yaydığı enerji dışarıdan fark edilir. Onlar için dünya durur, gözleri birbirlerinden başka bir şey görmez olur. Adeta bir perde dış dünya ile onları ayırır. Salgılanan mutluluk hormonları benzersiz duygular yaşamalarına neden olur. Ama eğer tek taraflıysa ve karşılıksızsa aşık olanı zor bir süreç bekler.

Aşk yerini sevgiye bırakmalı
Sevmek aşktan farklı olarak karşı tarafı kusurlarıyla kabul etmek, desteklemek ve yaşam yolunda birlikte yürümektir. Dalgalı denizin durulması gibi aşk da yerini sevgiye bırakabilirse ilişkiler sağlıklı bir hal alabilir. Ama aşk bittiğinde ilgi de yok oluyorsa bir tarafın ısrarı diğer taraf için eziyet haline gelebilir. Kısacası aşk güzeldir. Piyango biletine ikramiye isabet etmesi gibi nadiren ortaya çıkar, yaşarken göklere uçar, bittiğinde yere çakılır insan. Her güzel duygunun olduğu gibi aşkın da bir sonu olduğunu bilmek ne yazık ki bir işe yaramaz. Çünkü işin içinde duygular varsa ne hesap yapabilir ne de strateji belirlenebilir.

 

Travestiler İle Aşkı Baltalayan Nedenler

Birbirlerine büyük bir aşk ile bağlı olan çiftlerde belli bir süre geçtikten sonra aşkın ortadan kaybolduğu görülebilir. Peki aşkı bitiren nedenler nelerdir?

İş bölümü yapmamak
Kızgınsınız, hem de çok… Sevdiğiniz erkek birlikte oturmaya başladığınızdan beri nedense alışveriş, yemek pişirme, çamaşır yıkama, evi toplama gibi işleri sizin yapacağınızı varsayıyor, üstelik sizin mesleğiniz de onunki kadar zorken… Peki, ne oldu? Ne olacak, toplumsal rollere teslim oldunuz. Anne babalarımız ve toplum aracılığıyla bilinçsizce aldığımız “doğru travesti” ve “doğru erkek” rolleri, bir anlamda beynimize işler ve duygusal ilişkilerimizde ortaya çıkar. Siz içgüdüsel bir biçimde üzerinize düşen her işi yaparsınız ama onlar aslında ikinizin de üzerine düşen işlerdir.

Ona evle ilgili çeşitli görevler verin ve bu görevleri gerçekten üstlenmesini sağlayın. Markete uğramayı unutup eve mi geldi? Sakın siz kalkıp markete gitmeyin, bırakın o gitsin. Mutfağı temizlemekte başarısız mı? Bırakın temizlesin. Gerekirse siz sonra gidip bir daha yaparsınız. Önemli olan onun da birtakım sorumlulukları olduğunu hissetmesi. Yoksa yaptığınız her iyilik, bir süre sonra kaçınılmaz bir biçimde göreviniz haline gelir ve bu da sizi ilişkinizden soğutmaya başlar.

“Nasıl olsa benim” diye düşünmek
Cicim ayları geçtikten sonra, pek çok çift birbirlerine “Nasıl olsa benim” düşüncesi ile yaklaşma hatasına düşer. Birbirine alışmanın getirdiği umursamazlık ve özensizlik her ilişkiyi sıradanlığa sürükler ve bu sıradanlık, taraflardan biri, “Beraberliğimizin bir anlamı kalmadı” diyene kadar sürer. İlişkiyi bir bebek gibi düşünün. Bebeğinize birkaç yıl bakıp sonra “Nasıl olsa kendi kendine büyüyor” deyip bir kenara mı atacaksınız?

Aşkınıza sahip çıkın ve her aşamasında ona emek vermeye hazır olun. Birbirinizle ilgilenin, birbirinizi özleyin, konuşun, fikirlerinizi paylasın ve sorunları, büyüyüp çözümsüz hale gelmeden oturup tartışın. Kısacası, ikiniz de gayret gösterin, yorulun, terleyin.

Cinselliği rutine dönüştürmek
Uzun ilişkilerde seksin seyrekleşmesi normaldir. Fakat bunun rutine dönüşüp dönüşmemesi sizin elinizde. Sorunun temeli belki de şu; erkekler sekse ulaşmak için aşık oluyor, ankara travestileri aşka ulaşmak için seks yapıyorlar. Ancak sonuçta iki taraf da mahremiyet ve yakınlığa ihtiyaç duyuyor. Cinsel isteği körüklemek için bu ihtiyaçtan yola çıkılabilir.

Birbirinize yakınlık gösterin ama “iş” icabı sadece yatakta değil yatak dışında da. Hissettiklerinizi, sıkıntılarınızı, özlemlerinizi paylaşın. Yatakta tek başınıza fantezi kurmak yerine birlikte fanteziler geliştirin. Böylece cinsel yaşamınız sıcaklığını “9,5 hafta”dan daha uzun süre koruyabilir.

Onu olduğu gibi kabul etmemek
Farklı ilgi alanları, geleceğe dair bambaşka beklentiler, hayaller ve birbirine ters bakış açılan çoğunlukla ayrılığa sebep oluyor. Yani “Zıtlar birbirini çeker,” sözü tam bir palavra! Tabii ki, karakterleriniz aynı olmak zorunda değil. Mesela siz daha neşeli ve dışa dönüksünüzdür, o ise daha sakin ve çekingen, bu durum bir problem yaratmaz. Fakat hayata ve dünyaya bakışınız, beklentileriniz, zevkleriniz ve planlarınız uyuşmuyorsa işiniz bayağı zor.

Beraberliğinizi sürdürmeyi gerçekten istiyorsanız ve bu şekilde de aşkta mutlu sona ulaşabileceğinize inanıyorsanız, o zaman önce sevgilinizi değiştirme fikrini unutun. Onu şu anki haliyle, hiçbir şekilde başka bir insan yapmaya çalışmadan ve size ters gelen davranışlarından şikayet etmeden kabul etmelisiniz, tabii o da sizi.

Eski sevgilinin gölgesinden kurtulmamak
Bazen geçmişteki bir ilişkinin gölgesi bugünün mutlu aşkının üzerine düşebilir. “Yeni sevgilim doğru insan mı? Yoksa benim için hala mücadele eden eskisine mi dönmeliyim?” gibi kuşkular güzel giden bir ilişkiyi bir süre sonra zehirlemeye başlar. Büyük bir ihtimalle yeni büyük aşkın diğer kahramanı bu kararsızlıktan, bu gidip gelmeden sıkılır, hevesi kaçar ve ilişkiyi bitirir. Eğer eski sevgilisiyle ilgili tereddütleri olan sizseniz tavsiyemiz; onu unutun! Çünkü aynı suda iki kere yıkanılmaz. Kendinize ve yeni aşkınıza gerçek bir şans tanıyın.

Eskisiyle kıyaslamak gibi bir hataya düşmeyin, onun yerine yeni sevgilinizin olumlu özelliklerini keşfedin, bu daha heyecan verici… Bu arada eski erkek arkadaşınız askıntı olmaya devam ediyorsa onunla görüşmeyi tamamen kesin. Demek ki, henüz arkadaş kalmaya hazır değil, üstelik bu durum yeni erkek arkadaşınızı da fazlasıyla rahatsız edebilir.