Üniversite yıllarımda hocalarımız bize bir tez konusu hazırlamamız için ödev yazmalarımızı istamişler di, bende herkesin yazdığından daha farklı bir konu ele almayı düşünmüştüm çünkü hayatım boyunca hep farklı olmuştum burddada farklı olma yollarına girdim. Düşündum durdum ve bir gece aklıma geldi o zamanlar da avcılarda oturuyordum. Arada bir geç eve gittiğimde yolda çalışan travestileri görüyordum ve hep merak ediyordum yaşam biçimlerini. neden tez konum olmasınki yaşam biçimleri. buraya kadar iyide nasıl irtibata geçeceğimi bilemiyordum ya beni terslerlerse çünkü medyanın yansıtmış olduğu okadar kötü bir travesti imajı var ki cesaretimi toplamalıydım ve farklı bir konu işlemek zorunda bırakmıştım kendimi adeta.bu konuyu hocalarımla paylaştım neden olmasın dediler tek sorunum kalmıştı nasıl iletişime gececeğim.Sosyal medya hesaplarımdan araştırmaya başladım ve karşıma şişli travestileri diye bir gurup çıktı ordan bi kaç tanesine mesaj yoluyla ulaşmaya çalıştım bi kaçından ters tepki aldım belkide kendilerice haklıydılar belki kimse hiç bu kadar ılımlı yaklaşmamıştı onlara … Nihayet birinden olumlu cevap aldım evlerine davet ettiler bizde üç arkadaştık evinin adreslerini verdi hala içimden fırtınalar kopuyordu açıkçası içimde hala bi takım korkular vardı gidiple gitmememek arasında ama gitmeliydim zoru başarmalıydım.Kapıyı çaldık ve kapı açıldı mütevazi bir ses tonu hoş geldiniz çocuklar deyip bize oturmamız için yer gösterdi benim korkumun yerini bu sefer heyecan almıştı çok kibar ve nazikti bizi kırmamak için kelimelerini seçiyordu adeta hemen bişey içermisiniz dedi zaten çayıda hazırdaydı konuştukça heyecanımı yeniyordum evide çok temiz ve düzenliydi,derken yavaş yavaş sorularımızı sormaya başladık yine kibarlığından ödün vermiyordu.o kadar sorular sordukki oda bıkmadan cevapladı ama bir sorumuzda gözleri adeta doldu ve göz yaşları sel oldu aslında pişman oldum bilseydim sormazdım.Soru şöyleydi anenizle görüşüyormusunuz? buğulu gözlerle cevap vermeye çalıştı bel ki onun için en zor soruy du anem yaşasaydıda görseydim dedi çünkü annesini yıllardır görmemişti ve ölüm haberinide yıllar sonra duymuştu ne acı demi göremediği annesinin cenazesinde bile bulunamamıştı trans kadın ölümlü dünya diyoruz ya hep ama böyle bir ölümü kabullenemiyordu travesti arkdaş benim artık hiç ne korkum nede heyecanım kaldı çünkü artık benimde beynimdeki o kötü travesti imajı gitmişti.Normal bir aile yaşantısı gibi yaşıyordu evde bir bekar evi havası yoktu hatta ısrar etti yemeğe kalın diye o kadar vaktimizin olmadığını söyledik ve ayrılmak için müsade istedik ayrılınca travestilerinde normal bir yaşam sürdüğünü gördüm ve okuldaki arkadaşlarımlada paylaştım o yılki tezim olumlu yönde baya bir tepki almıştı okulda…
travesti
Travesti saldırılarına derneklerden tepki
Transfobik nefret saldırılarına dün gece (5 Kasım) Mersin’de yenileri eklendi. Mersin 7Renk LGBTİ Derneği üyesi trans aktivist Sinem bir ticari taksi şoförünün saldırısına uğrarken, uğradığı saldırı sonucu Oya Sultan’ın kolu ve bacağı kırıldı. “Silah tutukluk yapınca kabzasıyla vurdu” Mersin’den Sinem uğradığı saldırıyı KaosGL.org’a şu sözlerle anlattı: “Bindiğim ticari taksi şoförü, tanıdık olduğumuz bir bahaneyle, ‘kadın sandım’ diyerek bana saldırdı. Önce silah çekti. Silah tutukluk yapınca kabzasıyla beni darp etmeye başladı. Sonrasında gözümü açtığımda hastanedeydim. Kan kaybından dolayı kendimden geçmişim. Civardaki lunaparkın güvenlik görevlileri polis ve ambulansa haber verince beni Mersin Devlet Hastanesi’ne götürmüşler.” Saldırı sonucu vücudunda ciddi darp izleri ve kırıklar olan Sinem, doktorlar ve polislerin ilgisiz davrandığını söyledi. Sol gözünün üstünde, elmacık kemiğinde ve alın bölgesinde kırıklar olan trans kadının tedavisi ilerleyen günlerde de çeşitli cerrahî operasyonlarla sürecek. Sinem doktorların kendisine, “Ameliyat olduğun zaman da sol göz üstünde iz kalacak” dediğini aktardı. Mersin 7 Renk, MOBESE kayıtlarının incelenmesini talep ediyor Mersin 7 Renk LGBTİ saldırının gerçekleştiği bölgedeki MOBESE kayıtlarının incelenmesi ve taksinin plaka numarasının tespit edilmesini talep edecek. Dernek’ten Yağmur Arıcan, bu saldırıların derneklerini ve örgütlenme özgürlüklerini de hedef aldığını ifade etti. Transfobik saldırıların Mersin’de veya başka bir yerde yeni olmadığını, zincir halinde günümüze kadar geldiğini hatırlatan Arıcan şöyle konuştu: “Örgütlü bir şiddet ile karşı karşıyayız” “Transfobik saldırılar yeni değil ancak son zamanlardaki saldırılarda farklılıklar var. Öncesinde de saldırılar oluyordu ama bu saldırılar bireysel kalıyordu. Şimdi örgütlü bir şiddetle karşı karşıyayız. Toplu şekilde polisler ya da başkaları translara saldırıyor. ‘Defolun gidin buradan’ diyerek niyetlerini açık ediyorlar. Bu saldırılar hem derneğimize hem de Mersin’de yaşayan trans kadınlara dönüktür. İster istemez, ‘Acaba derneğimizin işleyişini durdurmak mı istiyorlar’ sorusu aklımıza geliyor. Bu soru her saldırının ardından aklımızda.” Dün gece Oya Sultan saldırıya uğradı. Kolu ve bacağında kırıklar olan Sultan’ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Saldırgan şahıs hakkında adlî sürecin başladığı ifade edildi. “Kiralık katil, makbul vatandaş, ideolojik suç ortağı…” Kaos GL Derneği’nden Ali Erol ise, “Devletin her şiddeti için her dönem göreve hazır makbul vatandaş bulunur” diyerek saldırıları değerlendirdi. “Ankara’nın göbeğinde bir HDP’linin boğazının kesilmesi ile Mersin’de trans kadınların kafasının kırılması” arasındaki ilişkiye değinen Erol, şöyle konuştu: “Devletin her şiddeti için her dönem göreve hazır makbul vatandaş bulunur. Bunların kiralık katil veya tetikçi olması gerekmez. Makbul vatandaş zaten kendini öz görevlendirendir! Makbul vatandaşın öz görevlenmesi pozitif anlamda birinin buyurmasını beklemeden bir iş ve emek için inisiyatif geliştirmekten farklıdır. Bilakis durumdan vazife çıkarmaktır makbul vatandaşın motivasyonu. Ayrımcı nefret ideolojisi şemsiyesi altında birini yapan yüksünmez diğerini de yapar ama bazen doğrudan –kiralık katil/tetikçi- bazen dolaylı yönlendirme –iktidara yaltaklanan vatandaş sezgisi/ideolojik suç ortaklığı- ile herkes çapını bilir. Biri başkentin göbeğinde HDP’li boğazını keserken diğeri Mersin’de bir transın bu kez kesip öldürmek yerine kafasını kırar… Tabii ki iktidar makbul vatandaşının katkısını cezasızlık ödülüyle görecektir; geri kalan ödüllerini ise makbul vatandaş kendi yerelinde nasıl toplayacağını her dönem bilir.”