Penis Problemlerini Ankara Erotik Shop Mağazamızda Çözün!

Doktorlar bir erkeğin penis boyunun ereksiyon esnasında boyunun 10 cm olmasının bir erkek için ideal olduğunu ve bir kadının da hamile kalabilmesi için yeterli uzunlukta olduğunu söylemektedirler. Çünkü kadın rahmine spermlerin ulaşabilmesi için ortalama 10 cm’lik bir penisinin yeterli olduğunu söylemektedirler.

Erkeğin ereksiyon esnasında penis boyu 10 cm altında ise bu durumda uzman bir doktora giderek bu konuda yardımcı olabilir özellikle son yıllarda birçok Ankara sex shop satış mağazasında penis büyütücü haplar satılmaktadır. Bu penis geliştirici ve penis büyütücü ilaçları doktorunuza danışarak kullanabilirsiniz. Doktorunuza danışmadan bu ilaçları kullanmayın.

Penis Büyütücü Haplar

Penis Büyütücü Bitkisel Hap tamamen bitkiseldir hiç bir şekilde ilaç yerine geçmez. Eğer ilaç kullanmak istiyorsanız doktorunuza başvurabilirsiniz.

Penis büyütücü bitkisel haplar kılcal damarları ve sinirleri güçlendirerek kan dolaşımını uyarır. Bu da penisin uzamasına sebep olur. Penis büyütücü bitkisel haplarla doğal bir büyütme sağlayabilirsiniz

Dikkat etmeniz gereken buradaki en önemli husus bu tarz ürünleri çok güvenilir Ankara erotik shop mağazalarından satın alın. Çünkü bu tarz ürünlerin bir çok sahtesi bulunmaktadır. Geçtiğimiz ay bir çok sex shopta yapılan aramalar sonucu bir çok sahte ürün ele geçirilmiştir. Ele geçirilen ürünlerin % 90’ı Tarım Bakanlığının onayını almamış sahte Penis Büyütücü Bitkisel Haplar, sahte performans artırıcılar ve sahte cinsel uyarıcılar daha sonra bu sahte ürünleri piyasaya sürerek insanların sağlığı ile oynayan seks shoplara çok büyük cezalar verilmiştir. Sizde bu tür sex shop satış yerlerine dikkat edin özellikle fiyatı diğer sex shop satış sitelerindeki aynı ürün ile fiyatları farklı olan ürünleri kesinlikle almayın.

Değişen Dünyada Travesti İle Seks Evrimi

Bu nesil artık yerini “Salvador öpüşmesi” ne bırakıyor. Porno filmler yerlerini çoktan sosyal medya hesaplarına bıraktı. İşte, yeni dünya düzeninde seksin evrimi!

Y kuşağı ya da milenyaller
Son dönemlerde büyük iş yerlerinde, internette ve markaların hedeflediği kitleler içerisinde en çok lafı geçen kardeşler Milenyaller. Bruce Horovitz, X Neslinden Sonra Milenyaller. Bir Sonraki Nesil Ne Olacak? isimli kitabında açık bir biçimde tanımlamış bu kuşağı. 1980 sonrası doğan ve son doğum tarihi 2004 olan nesle, “Y Kuşağı” ya da “Milenyaller” adı veriliyor. Benim de içinde bulunduğum bu kardeşlerin belirli özellikleri var. Kalıpları sevmiyorlar. Belirli iş saatleri içerisinde çalışmaktan hoşlanmıyorlar. Özgürlük ve bağımsızlık favori kelimeleri… Bu nedenle en büyük istekleri ya bulundukları yerde yönetici olmak ya da daha da baskın olarak kendilerine ait bir iş kurmak. Doğum tarihleri 2000’lere yakın olanlar kısa ve öz konuşuyorlar. Yazı, video fark etmez, bir bilgi üzerine uzun vakit harcamayı sevmiyorlar. Konuşmalarında bile kelimelerden tasarruf etmek için bol bol emoji kullanıyorlar. (Gerçi araştırmalara göre her 5 kişiden 4’ü bu gülen suratları, yüzünü kapatan maymuncukları kullanıyor. Sadece bu kuşağa atfedip haksızlık etmeyeyim.) En büyük tüketim ortamları ve en çok sosyalleştikleri yer internet. Milenyal denilen bu kuşağın 27 milyon üyesi bulunuyor ve ülkemizin yüzde 35’ini oluşturuyorlar. Eee nesil farklılaştıkça, zevkler ve renkler de farklılaşıyor. Klasikler yerlerini yenilere doğru bırakıp seksin bildiğimiz ve alıştığımız sahnelerinden yavaş yavaş inmeye başlıyorlar. İşte bazı ana hatlar…

Açık İlişkiler Nesli
Biliyorsun işte “Açık ilişki” ne demek. Önce hepimiz Facebook’un ilişki güncellemelerinden öğrendik bu kavramı. Vay efendim durumunu “Bekar” yaptı. “Son dedikoduyu biliyor musun? “In a relationship yapmış ilişki durumunu…” tartışmalarının arasında bir de “Açık ilişki” kavramı ekledi sevgili Zuckerberg. Hem Face’ye hem de ilişki terminolojimize… Bunu kendi başına yapmadı elbette. Böyle bir ihtiyaç vardı ki “Open Relationship” diye bir sekme açıldı oraya. Nitekim ABD’nin en ünlü magazin ve gündem dergisi olan Rolling Stone yazarı Alex Morris; “Yeni nesil hem ikili ilişkileri hem de cinsel tercihleri ciddi şekilde gözden geçiriyor. Özel hayat, adanmışlık ve takılmak kavramları değişiyor” diyor. Röportajı içerisinde Ryan isimli bir milenyal erkek ve Lean isimli bir milenyal ankara travestileri ile konuşuyor. Her ikisi de açık ilişkideler. Kendilerini şu şekilde ifade ediyorlar. “Gördüğüm ve beğendiğim herkesle birlikte olmak istiyorum. Bir aidiyete sahip değilim. Tek endişem benden önceki kuşakların yaptığımı yadırgaması ve beni dışlaması.” Yazar Morris, neslin monogomi, yani tek eşlilikten koşar adımlarla uzaklaştığını söylüyor. “Bu neslin 68 kuşağını andırdığını söylemek mümkün. Fakat 68 kuşağındaki, karavanlarda yaşayan ve kapitalizmi reddeden hippi kolonilerinin aksine bu çocuklar plazalarda ve kendi kurdukları özel işlerde çalışıyorlar. Spor yapıyorlar. Kaliteli besleniyor ve lüks dairelerde oturuyorlar.”

travesti ankara

Öpüşmenin bile ismi değişiyor
Klasiklerden, hatta klişelerden sıkılmak bu kuşağın en önemli alışkanlığı dedik. Küçük bir nostaljik kesim dışında her bir milenyum kuşağı üyesi yeni bir deneyim, yeni bir isim arıyor hayatta. Hal böyle olunca da eski eşyaları bile retro, vintage adı altında modernize edip ancak öyle satıyorlar Y kuşağına. Seks için de aynısı geçerli. Hatta öpüşme için de öyle… seventeen.com sitesinde yapılan bir araştırmada Y kuşağının en çok zevk aldığı öpüşme tiplerinin listesini çıkarmışlar. Yani Fransız Öpücüğü out; oyunlu, şakalı öpüşmeler in. Mesela liste başı “Salvador Öpüşmesi.” Bu tekniğe göre dil doğrudan ağzın içerisinde değil, dudaklar ve dişin arasında yuvarlaklar çiziyor. Listenin ikinci sırasında “Buz Küpü” yer alıyor. Partnerlerden birinin öpüşmeden önce ağzında bir adet buz çiğnemesinden dolayı bu stile “Buz Küpü” adı veriliyor. Sıcak ve soğuğun temas etmesi de sitede yapılan yorumlara göre dondurma yemek kadar ferahlatıcı… Listenin üçüncü sırasındaki teknik ise, “Körü körüne öpüşme.” Bu stilde partnerlerden birinin gözleri bağlı. Bu noktada en kontrolcü olan partneri seçmek zevki katlıyormuş. Partnerlerden hangisinin daha kontrolcü olduğunu öğrenmenin en kısa yolu da kendinizi sırt üstü partnerinizin kucağına bırakmak. Gözlerinizi kapatın. İki ayağınızı yan yana koyun ve sırtüstü, eller yanda olacak şekilde kendinizi bırakın. Eğer ankara travesti partneri tutmazsa patates çuvalı gibi yere yuvarlanacak kadar rahat hanginiz bırakıyorsa, diğerinin gözlerini bağlayabilirsiniz.

Porno öldü yaşasın sosyal medya
Özellikle 1980 öncesi doğan X kuşağının yoğun yoğun yaşadığı bir süreçti seks furyası. Önce ABD’de sonra Türkiye’de bir dönem seks filmleri hiç olmadığı kadar trend oldular. Ardından telefon hatları, dergiler, CD’ler, DVD’ler derken porno sektörünün en son durağı internet oldu. Nitekim daha geniş bir dünyaya açılamazdı porno endüstrisi. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde yapılan araştırmalara göre bugün resmi internet kullanımı dahil internet üzerinde üretilen ve tüketilen içeriklerin yüzde 80’i porno veya pornografik içerik. İlk Y kuşakları ve X kuşakları için bu ciddi bir travmaydı. Hepimiz internette gezerken, “Yalnız mı yaşıyorsun? Gece eğlence ister misin?” mesajlarına ve kadının sınırsızca seks objesi olarak kullanılmasına şahit olduk. Millenialis and Sex makalesinin yazarı Alex Morris, “Milenyumdan önce pornokolik bir nesil yarattılar. Ancak yeni nesil için porno çok normal” diyor. “Yeni nesil pornografiyi hayatın dışında ve yasak bir eylem olarak görmüyor. Zaten var olan ve istenirse kolayca ulaşılabilecek bir internet içeriği olarak biliyor.” Morris’in söyleşi yaptığı Milenyal nesilden 22 yaşındaki Jack kız arkadaşıyla OkCupid adındaki arkadaşlık sitesinde tanıştığını söylüyor. “İnternet ve sosyal medya sevgili bulmak için çoklukla tercih ettiğim bir alan. Aynı şeyi porno için söyleyemem” diyor. “Kendimi tanıdığım günden beridir internet ve sosyal medya kullanıyorum. Pornonun benim ve kız arkadaşım için bir film türünden farkı yok.” Araştırmalar da Jack’i doğruluyor. Artık yeni nesil, porno sitelere girmek yerine canlı yayın yapılan ya da video paylaşılan sosyal mecralardaki pornografik içerikler, çıplak pozlar ve şovlarla vakit geçiriyor.

Ejderhayı kovalayanlar
Amerika’da bir özdeyiş var. Bağımlılık tedavisi gören kurumlar içerisinde sıkça kullanılıyor. Kişinin ilk sigarayı içtikten sonra, ilk yudum alkolünü aldıktan sonra, ilk defa bir uyuşturucuyu denedikten sonra hayat boyunca o ilk seferde aldığı zevk ve yaşadığı kafayı kovalamaya devam etmesine verilen bir isim: “Ejderhayı Kovalamak.” Buna göre beyin ilk defa bir uyuşturucu, yani zevk veren herhangi bir maddeyle tanıştığında tanımlayamadığı bir zevk yaşıyor. Her zevk verici madde kullandığındaysa o ilk kullandığı anki zevki arıyor. Ne yazıktır ki beyin, bir kere yaşadığı hormonel patlama ve “merhaba” zevkini hafızaya kodladığı için bir daha hiçbir zaman şaşıramıyor. Dolayısıyla asla bir daha o ilk seferki zevki almıyor. İnsanların uyuşturucu bağımlısı olmasının, hatta her seferinde bağımlı oldukları uyuşturucu ya da keyif verici maddenin dozunu artırmalarının sebebi de bu ejderhayı kovalama sevdası. Yazar Morris, “X kuşağının imtihanı eroin ve kokainleydi. Y kuşağının imtihanı ise ecstasy ve seksle” diyor. “90’ların popüler uyuşturucusu Ecstasy bile aynı zamanda zevk manasına geliyor. Yeni nesil gerçek bir zevk düşkünü olabilir çünkü arkadaşlığa ve sekse çok kolay ulaşıyorlar hem de internet gibi her türlü bilgi ve içeriğin bulunduğu bir dünya ile iç içe yaşıyorlar. Sınırlarının olmamasının sebebi bu. Aynı şeyi 2000 sonrası doğan nesil için söylemek çok zor. Onlar da asla maksimum zevk diye bir şey olmadığını öğrenmiş olan abileri, ablaları ve genç ebeveynlerinden zevkin bağımlısı olmamayı öğrenebileceklerdir. Kesin bir şey söylemek çok zor. Bunu bize sadece zaman gösterecektir.”