Ankara LGBT Mekân Rehberi

Dışarı çıktığımızda gerçekten iyi vakit geçirmek isteriz, değil mi? Arkadaşlarımızla ya da sevgililerimizle gittiğimiz mekânlarda rahatsız edilmek, “kendi paranla rezil olmak” çok can sıkıcı bir durum. Deneme-yanılma yöntemiyle neresi LGBT-dostu, nereyi eşe dosta anlatıp tehlikeli bölge ilan etmeliyim diye uğraşmak ise fazla yorucu. Enerjinizi eğlenceye saklamanız için Ankara’da çeşitli mekânlarla görüşüp LGBT’lere bakışlarını öğrenmeye çalıştık.

Yalnız bir uyarımız var: İşletmecilerin görüşleriyle mekânlarda yaşananlar zaman zaman birbirini tutmuyor. O yüzden sizlere LGBT-dostu diye tanıttığımız bu mekânlardaki olası rahatsızlıklar için şimdiden özür dileriz. Karşılaştığınız kötü muameleleri aktarmak için Facebook üzerinden “Heteroseksist/Homofobik/Transfobik Eğlenceye Hayır!” grubunu kullanabilir (http://www.facebook.com/home.php?sk=group_132262493512802&ap=1) ya da bize mail atabilirsiniz. Bu sayede, yaşananlar üzerinden işletmecilerle yeni bir görüşme yapılabiliriz. Hepinize iyi eğlenceler!

Acme
Oldukça yeni ve özel bir kafe. Dinamitlerden etkilendikleri doğru; fakat homofobik değiller. Güler yüzlü, dostane bir ortamla karşılaşacaksınız Acme’de. Menüsü zengin ve kaliteli, fiyatları uygun. Hint çayını özellikle denemelisiniz.
Emre Özcan: Bir kafede bir kadın ve erkek ne yapabiliyorsa aynısını iki erkek ya da iki kadın da yapabilmeli. Biz insanları seviyoruz. Mekânımızda kimsenin kimseye ayrımcılık yapmasına izin vermeyiz. Kesinlikle gay-friendly olduğumuzu söyleyebilirim. Ben kendim yaklaşık 10 yıl önce oldukça homofobiktim; fakat eşcinsel arkadaşlarım oldukça bunu aştım.
Adres: Konur Sokak 11/9 Kızılay

Araftafaray
Tuvaletlerinde “kadın/erkek fark etmez, önce insan” yazan, duvarları dev karıncalarla kaplı bir kafe. Oyuncak yapma atölyesine (amigurumi) katılabilir, saçlarınıza rasta yaptırabilir, reggae müziği eşliğinde biranızı ya da sangrianızı yudumlayabilirsiniz.

Kerem: Mekânımızda kesinlikle bir ayrımcılık yaşanmamaktadır. Hatta derneğinizin üyesi olup olmadıklarını bilmiyorum; ama sürekli gelen gey arkadaş grupları var. Dolayısıyla herhalde Araf’ın gay-friendly olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Mekânda yalnızca homofobik, transfobik tutumlara değil, hiç kimsenin kimseyi taciz etmesine izin verilmez. Geçen sene mekan tıka basa doluyken gelen 3-4 kişilik travesti gruba yerimiz olmadığını söyledik; çünkü yerimiz yoktu ve bunun üzerine ayrımcılıkla suçlandık. Yaygın olarak homofobik olan bir toplumda etraftakilerin her hareketini geylere yönelik taciz olarak algılamaya, her yerde homofobi kanıtları aramaya da gerek yok bence.
Adres: Konur Sokak 11/6 Kızılay

Şaman
Ucuz bira, kaliteli müzik ve alternatif kitlesiyle Ankaralıların sevdiği mekânlardan biri.
Erdem Balcı: Şaman’ın hiç kimsenin cinsel kimliğiyle ilgili bir ön yargısı yoktur. Başkasının özgürlük alanını tehdit etmeyen herkes dostumuzdur. Agresif kimliğiyle bilinen şahısların dışında herkesin Şaman’da yeri vardır. İnsan malzemesinin duruşu nitelikle ilgili ve başta da dediğim gibi Şaman cinsel, ideolojik, sınıfsal olarak hiç kimseye karşı ön yargılı değildir. Şaman, patikasında hayatın müthiş ahengini izlemeye devam ediyor.
Adres: Olgunlar Sokak 18-b Kızılay

Ardıç Kitabevi
Bir çayla bir saat oturabileceğiniz, kitaplarla çevrili, sessiz sakin bir kitabevi-kafe.

Erdinç Tezcan Tan: Birçok eşcinsel arkadaş geliyor, oldukça da rahat hareket ediyorlar. Bizim 10 yıllık bir geçmişimiz var, belli bir duruşumuz var, ayrımcılığa kesinlikle izin vermiyoruz. İnsanlar burada öpüşebilir; fakat abartmamak şartıyla, bu eşcinsel çift için de böyle, heteroseksüel çift için de. Bizim çok yakın olduğumuz eşcinsel dostlarımız var. Gay-friendly bir mekan Ardıç.
Adres: Yüksel Caddesi 8/10 Kızılay

Eskiyeni
Lady Gaga’dan Ankaralı Namık’a uzanan müzikleriyle Ankara’nın en popüler barlarından biri. Heteroseksüeller, eşcinseller ve transseksüellerin bir arada eğlendiği mekân pek çok konsere ev sahipliği yapıyor. Özellikle bodrum katı LGBT ağırlıklı profiliyle meşhur. Dans etmek ve yeni insanlarla tanışmak için oldukça iyi bir seçim. Zaman zaman adı homofobik ve transfobik olaylar içinde geçse de işletmeciler bunları kişisel olarak çözmekten yana, o yüzden söyleşimizde bu konulara değinilmedi.
Barış Kaygısız: eSkiyEni, insanları cinsel yönelimlerinden dolayı dışlayan bir bar olmadığı gibi, yine aynı nedenle onlara “sınırsızca” kapısını açan bir bar da değil. Homofobik ve transfobik tavırlar eSkiyEni’de iki yıla yaklaşan süre içinde sıklıkla karşılaştığımız bir sorundur. Bu tür tavırlarla uzlaşmıyoruz ve söylemin diline, geldiği yere ve “şiddetine” göre değişen tavırlar sergiliyoruz. “Damsız girilmez” ya da benzeri söylemler eSkiyEni’ye uygun görülmeyen, istenmeyen kişilerin girişine mani olmak içindir ve uygulanmaktadır. Bundan kaynaklı sorunların yaşandığı da bir gerçek. Bu sorunu, bar kapısında özellikle eşcinsel ve trans bireyleri tanıyan bir arkadaşımızın bulunmasını sağlayarak çözmeye çalışıyoruz. Mevcut formülün tüm sorunları çözdüğü iddiasında değiliz; ancak Sakarya’da yol üzerinde bir bar olarak daha gelişmiş bir formül bulamadığımızı itiraf etmek isterim. eSkiyEni’nin gay-friendly (eşcinsel/LGBTT-dostu) olduğunu söyleyemeyiz, söylemek istemeyiz, kendimizi tanımlamaya yönelik böyle bir ifadeyi kullanmamayı tercih ederiz. Çünkü, eSkiyEni kendisini ne olmadığı üzerinden tanımlamayı daha anlamlı bulmaktadır. eSkiyEni’nin eşcinsel-LGBTT-dostu olup olmadığı sorusu sanırım LGBTT bireylerin cevaplaması gerekli bir sorudur.
Adres: İnkılap Sokak No: 6/A Kızılay

Nefes
Etnik müzik denince akla gelen ilk adres. Şimdiye kadar ev sahipliğinde bulundukları sayısız konser ve partiyle Ankara’nın gece hayatı için oldukça önemli bir yere sahip. Fazla söze gerek yok.
Seçkin Dirican: İnsanlar burada bir kadın ve erkekten farksız olarak istedikleri gibi vakit geçirebiliyorlar. Nefesin müşteri tipolojisine uymayan, insanları rahatsız edeceğini düşündüğümüz insanları almıyoruz. Kimsenin LGBT’leri istemiyoruz deme gibi bir hakkı yok, hayata dar bir bakış açısı olan insanlar Nefes’te barınamıyorlar. LGBT’ler de bu toplumun bir parçası, varlıklarından rahatsız olma gibi bir hak söz konusu olamaz. Müşterilerimiz biraz daha marjinal diyebileciğimiz insanlar. O yüzden Nefes’in gay-friendly olduğunu söyleyebilirim.
Adres: Yenişehir Postanesi Karşısı Tüpgeçit Ayağı Kızılay

Fikrim
“Güzel şarkılara, büyük aşklara, ayrılıklara, yeminlere, güzel günlere duyulan özlemlere, kavgalara, düğünlere tanıklık etti. Ama en çok eğlenildi, kendinden geçildi. Neşet Ertaş sabaha kadar çalıp söylemek, içmek ve kendinden geçmek için geldi Fikrim’e. Fikrim sahnesinde beş saat kaldı, Kürtçe türkülerle halay çekti. Erkan Oğur-İsmail Hakkı Demircioğlu, Metin-Kemal Kahraman Ankara’daki ilk bar konserleri, büyük usta Ali Ekber Çiçek ise son konseri için Fikrim sahnesindeydi.” (http://www.fikrimbar.com)
Güneş İkinci: Mekânımızda bütün insanları aynı şekilde ağırlıyoruz, LGBT bireylere yönelik bir ayrımcılık yapmıyoruz. Bizim için önemli olan müşterimizin cinsel kimliği değil, bir başkasını rahatsız edip etmediğidir. Damsız giriş var; fakat bulunduğumuz sokaktan dolayı müşteriyi seçerek almaya çalışıyoruz, yeri geldiğinde de “damsız girilmez” lafını insanları rahatsız edebilecek kişileri almıyoruz. Mekânımız gay-friendly; geyler gelir, travestiler gelir, başka insanları rahatsız etmediği sürece herkes bizim misafirimizdir. Rahatsızlık derken iki erkeğin öpüşmesini kastetmiyorum, insanların başkalarını taciz etmelerine izin vermiyoruz.
Adres: İnkılap Sokak 15-C Kızılay

Telwe
Parti ve konserleriyle İnkılap Sokak’ın bir diğer hareketli mekanı. Eskiyeni’de olduğu gibi bodrum katın LGBT ağırlığı daha fazla.
Murat Çınay: LGBT’lerin kendilerini en rahat hissedebilecekleri barlardan birisi Telwe. Zaten pek çok LGBT arkadaşımız var. Arada LGBT’lerden rahatsız olduğunu söyleyen çürük yumurtalar çıksa da onları kibarca uyarıyoruz, mesela bir kadın “içerde dönme var” diye bağırmıştı. Aşırı sarhoş ya da diğer insanları rahatsız edebilecek tipteki insanları “damsız girilmez” bahanesiyle geri çevirebiliyoruz. Telwe’ye beraber girmek isteyen iki eçcinsel erkeğe böyle bir muamele göstermiyoruz. Telwe için kesinlikle gay-friendly diyebilirim.
Adres: Sakarya Caddesi İnkılap Sokak No: 6/C Kızılay

Planet
Ankara’nın kadınlara özel tek barı.
Begüm: Önceden Kızılay’daydı yerimiz, kadın ağırlıklı bir mekândı; feminist, lezbiyen ya da heteroseksüel. Geylere de kapımız açıktı; ama önceliğimiz kadınlardı. Kızılay’daki Planet 2010 Şubat’ta açıldı, 5-6 ay açık kaldı. Daha sonra yaz dönemi maddi sıkıntılar başladı, insanlar kapalı mekânlara gelmek istemiyordu, yeni bir yer olduğu için de tam oturmamıştı işlerimiz. Kirayı çıkaramayacağım diye paniklemiştim, o sırada Tribal’den teklif geldi alt katı işletelim diye. Orada işler gerçekten iyiydi; fakat orası satılıp burası alınınca mecbur buraya taşınmak zorunda kaldık. Pasaj içinde olması insanların gelmesini engelliyor görünürlük sıkıntısı açısından. Planet herkese açık; ama Cuma ve Cumartesi akşam 11.30’dan sonra kadınlara özel. Her gün çalışıyoruz öğlen 1’den gece 1’e 2’ye kadar. Giriş 10 lira, 1 içki dâhil. 3-4 kişi gelenlerden parası olmayanlar olunca onları da alıyoruz, “paran yoksa gelme” demiyoruz kimseye. Yeter ki kadınlar gelsin, evlerine kapanmasınlar. Küçük bir kitle geldiği için birbirleriyle çıkıp ayrıldıklarında, küsme durumlarında çok müşteri kaybediyoruz. Benim çevremdeki lezbiyenler daha politik; ama müşteriler genelde sadece eğlenmeye geliyorlar. Geyler arasında da politik olanlardan çok partner arayan ya da sohbet etmek isteyenler geliyor. Trans arkadaşlara da açık Planet tabi ki, kesinlikle bir ayrım gözetmiyoruz. Eski yerimizde Kaos GL dergileri vardı, feminist ya da LGBT toplantıları yapılırdı. Buradaki yerde henüz onu oturtamadık; ama umuyorum zamanla olacak. Eski yerimizde film gösterimleri de yapıyorduk; ama burada çok mümkün değil mekânla ilgili olarak.
Adres: Tunalı Hilmi Caddesi Seğmenler Çarşısı 1. Kat No: 96 B Kapısı

Sixtiees
Ankara’nın biricik gey barı.
Fuat: Sixtees şu anda Ankara’daki tek gey-lezbiyen konseptli gece kulübü. Bir sürecin en son halkası burası. Daha önce Road House, Blue Bar ve Tribal vardı. Tribal iyi iş yapıyordu aslında; ama Ankara’daki tek (gey) bar olunca insanlar sıkılıyorlar. 3 yıl her Cuma-Cumartesi aynı mekâna gitmekten sıkılıyorlar, değişiklik istiyorlar. öyle değil, her hafta başka bir bara gidebiliyorsunuz. Tamamen kendi tasarrufumuzla buraya geçtik. Çarşamba, Cuma ve Cumartesi çalışıyoruz. Çarşamba akşam 9’da, Cuma ve Cumartesi ise akşam 10’da açıyoruz. Sabah 5’e kadar eğlence sürüyor. Çarşambaları Cumartesi kadar kalabalık olmuyor iş günü olduğundan dolayı; fakat daha samimi bir ortam oluyor. Burası önceden popüler bir barmış. Eski müşterilerinden gelip biraz şaşıranlar oluyor; ama söyledikleri şu: Gey ortamının eğlencesi daha güzel, çok daha rahat hissediyorsun ve geyler eğlenmeyi biliyor. O yüzden heteroseksüeller de geliyor; ama tabii ki gey ve lezbiyenlere saygılı olmak koşuluyla.
Başta dediğim gibi biz Road House’tan gelmeyiz, oraya travestiler de yoğun olarak gelirdi. Travestilerin çoğu seks işçisi, biliyoruz. Kötüleyerek söylemiyorum. O işi yapanlar da çeşitli tehlikelere maruz kalıyorlar. Seks işçiliği yaptıkları için maruz kaldıkları kişilerin pek çoğu barda da takip ediyorlar ve bu kişiler barda sorun çıkarabiliyor, diğer insanlar rahatsız oluyor. O yüzden travestilere biraz tavır aldık.
Girişler Çarşamba 10, Cuma ve Cumartesi ise 20 lira, 1 içki dahil. Çarşambaları için şifre uygulaması başlattık geçen hafta. 505 924 98 25’e “Çarşamba” yazıp yolladığınızda Salı ya da Çarşamba günü şifreyi yolluyoruz ve şifreyle Çarşamba günü ücretsiz girebiliyorsunuz. Ayrıca [email protected] adresine numaranızı atarak da şifreyi öğrenebilirsiniz. Çarşambaları için girişte gelenlere numara verip çekilişle 3 kişiye içki verme gibi fikirlerim var. Gelen tepkiler daha çok ücret üzerinden. barların aksine haftanın 3 günü açığız ve en yoğun günümüz Cumartesi. İçeride kimseye zorla içki aldırmıyoruz. Tunalı gibi bir yerde kira ücreti yüksek ve bunu çıkarmamız gerekiyor. Durumu olmayan kişilerin içeriye alınması mümkün, tabii bunu alışkanlık haline getirmemeleri koşuluyla. Eski yerimizde Kaos Gl dergileri, broşürler dağıtılıyordu, ortak partiler yapıyorduk, bu yerimizde henüz yok; ama Kaos’tan teklif gelirse seve seve evet deriz.

Adres: Tunalı Hilmi Caddesi Seğmenler Çarşısı 1. Kat No: 96/68

Eşcinseller Tektip Eşcinselliği Dayatıyorlar!

Dün gece spordan dönerken şehrin en işlek meydanından geçtim “Acaba ’biz’den birileri var mı ’merhaba’ diyebileceğim?” diye. 5 tane “gay” yanyana dizilmişler oturuyorlardı bankta ve sohbet ediyorlardı. Ben de bir “top” olarak (Onlar dışarıya karşı gizli oldukları için gay, bense açık bir eşcinsel olarak top-ibneydim artık onların gözünde. Yani eşcinselliğin en dibindeydim.) yanlarına gidip “merhaba” dedim. İki tanesi dillerinin ucuyla “merhaba” dediler. “Gel otur” falan demedikleri için fazla rahatsız etmemem gerektiğini anladım. Çünkü ben oturursam eşcinsel haklarından falan bahsederdim, neme lazım! “Gay”likle eşcinsel haklarının ne alakası olabilirdi değil mi? “Gay”lik gizli yaşanılan onurlu bir zevk meselesiydi. Hak-hukuk diyerek ibneleşmenin ne alemi vardı?! Çok asillerdi, çok “gay”lerdi ama karşılıklı konuşmaların tamamı cinsellik üzerineydi. Espriler hep belden aşağı, mik ve döt üzerineydi. Kendimi birden ONLARIN GÖZÜNDE çok aşağılık hissettim ve ayrıldım yanlarından bisikletimin pedalına basıp.

Bu durum yıllardan beri, ben kendimi bildim bileli, onları tanıdığım 20’li yaşlarımdan beri böyleydi ama. Piknik mi yapılacak Halil’in haberi olmaz, evlerde mi toplanılacak, “Aman Halil duymasın, huzurumuz bozulmasın.” Halil onların gözünde eşcinsellik taslayan bir ukalaydı ve yıllar-yıllar geçti onların gözünde hala aynı ukala Halil’im. Çünkü hiç değişmediğim gibi artık internette yazıyordum, onların gözünde deşifre olarak ibneleşiyordum en çirkef şekilde. Onların gözünde hiç değişmedim, daha berbatlaştım, çünkü onlar da hiç değişmedi, daha bir kapalılaştılar, daha bir ikiyüzlüleştiler. Travesti falan oldular ama kafa yapıları hala aynı. Ne kadar uçlarda yaşarlarsa yaşasınlar, erkekliklerinden, gizliliklerinden ödün vermemeliler, gay’liklerinden, asaletlerinden bir şey kaybetmemeliler gizli, ikiyüzlü kalarak! Hatta evlenip çoluk-çocuğa karışarak topluma karşı erkekliklerini, kendi aralarında gay’liklerini-asaletlerini, bana göreyse ikiyüzlülüklerini iyice pekiştirdiler.

Ben bu durumu toplum bahanesiyle eşcinsellerin kendi bildikleri eşcinselliği tüm eşcinsellere dayatması olarak görüyorum. Onlar gibi ikiyüzlü olmazsan, onların dışında kalmaya, hatta tek başına kalmaya mahkûmsun.

Şimdi eşcinsellerimizin genelini düşündüğümüz zaman, eşcinsel hakları mücadelesinin neden ülkemizde yavaş kaldığı anlaşılabilir. Metropollerdeki aktivist arkadaşlar diyor ki, “Önce çay-sohbet amaçlı bir araya gelirsiniz, sonra hak mücadelesi şeklinde yol alırsınız.” Onlar zaten bu çay-muhabbet işini yıllardır yapıyorlar ve bir adım öteye gidemiyorlar. Çay-sohbet ve seks! Başka bildikleri bir şey olsaydı bir değişiklik, bir değişim olmaz mıydı şimdiye kadar? Değişecek bir halleri olsaydı, benim çabalamama bile gerek kalmaz, kendi içlerinde bir uyanış, bir dönüşüm yaşarlardı. Evet yaşadılar dönüşüm; Eşcinsellerdi, travesti oldular özgüvenlerini kazandıkça!