Bir Bedende İki Kimlik

Yapılan anket yüzdelerine göre eşcinsel travesti bireylerin başta travestiler olmak üzere zaten kırsal kesimlerde bu bireyler barınamadıkları gibi barındırmıyorlar da.

Diğer insanlara nazaran daha zeki oldukları hatta içlerin de süper zekalıların da olduğu söylenmektedir. Bunun başlıca sebebi şu olabilir mi? Bir beden ve iki kimlik insanlar tek kimlikte bocunurken bu insanlar ayakta kalmayı başarabiliyorlar. Zaman zaman vücütları yada beyinleri toplum baskılarını kaldıramayıp canlarına kıyanlar da olmuştur.

Çoğuda zorunlu seks işçileridir, binde bir özel sektörler de mağazalar da yada bayan kuaförleri ağırlıkta olmak üzere daha feminel ve marjinal işleri tercih ediyorlar. Kadınlarla daha çok haşir neşir olan işleri daha da kolaylıkla yapabiliyor ve verimlerini sağlıyorlar. Peki kadınlarla neden daha iyi anlaşıyorlar? Çünkü aynı kimlikte görüyorlar ve bebeklikten beri gelen anne modellerini taklit yada özenmelerinden olabilir mi?

Bunların tabiki de etkenleri vardır, babayı örnek alan kızlarda lezbiyen mi oluyor yada halk arasın da erkek Fatma diye söylenir tabiki hayır bunu zaten artık uzmanlar söylüyorlar eşcinsellik bir hastalık değildir diye, her insan gibi zeklarını ve güzelliklerini genlerinden alırlar bir dönemler hatta eşcinselliğin bulaşıcı olduğunu söyliyenler bile oldu ne kadr cahilce teoriler , bulaşıcı olmayan bir sürü hastalıklar vardır eğer bunu hastalık olarak kabullenirsek tabiki kıvrak zeklarıyla çoğu şeyi kolay kapabiliyorlar ve el becerileri daha da yüksektir.

Çocuklarına anne babalar bu iş kadın işi bu iş erkek işidir deyip zaman zaman ayırım yaparlar örnek evde kadınlar yemek yapar genellikle yemek işi kadın işidir diye nitelendirilir. oysa ki türkiye’ye baktığımız da en büyük iş yerlerin de en büyük aşçılar erkekler dir , o zaman onlar eşcinsel mi oluyorlar tabiki hayır, böyle iş bölünmeleri aslın da yapılmamalıdır, yada erkek eşine mutfakta yardım eder yine farklı yöne yada kılıbık terimiyle adlandırılır.

Artık bu cahilce felsefeleri yok etmenin zamanı gelmedimi demokrasi diyoruz özgürlük diyoruz bunlar kağıt üzerin de kalmasın evlerimize yaşam kurallarımız yapalım bunları ozamn daha da iyiye gider kadın siddetleri azalır ve biliçli aileler olur aileler bilinçli oldumu onların yanında yetişen çocuklar da o kadar bilinli yetişirler.Kulaktan dolma şeylere itibar etmesek kaynakları araştırsak belki de hatta tarihlerimize bir baktığımız da o teknolojinin olmadığı zamanlar da insanlar neler yapmışlar ilkel cağlar da yaşamıyoruz ama manzaralar onları aratmıyor bazılarımız çağ atlatığımızın bile bilincin de değiller anadolunun kırsal kesimlerin de günümüz de kulandığımız parayı bile tanımayanlar var bunların adına da cehalet koymuşuz kimse annelerinin rahimlerin de birşeyler öğrenmiyor ki, insanlarımızı olduğu gibi kabullenelim çağ atlacağımıza beyinlerimizin çağini atlıyalım beyinlerimize reset atalım ozamn iyiyi kötüyü birbirin den ayırt edebiliriz. İyi olduğumuz da ve düşündüğümüz de iyi şeyler doğacaktır,homofobiğe ve kadına şiddete hayır insana şiddete hayır diyelim bütün canlılara şiddete hayır demeyi öğrenelim…

Travestiler Ve Kadına Karşı Şiddet

Travestiler ve kadınlara karşı son dönemler de şiddet dur durak bilmiyor. Demokrasiyle yönetilen türkiyemiz de malesef ne kadına nede erkeğe değer verilmiyor.

Böyle ufak şeyleri büyütüp altında çok farklı olaylar arayan insanlardan ne saygı beklenilir ki, zira türkiye coğrafik olarak gerçekten dört mevsimi bir arda yaşayan ender ülkelerden biri olmakla beraber biz insanlar çeşitli hiç alakası olmayan vakaalarla kirletiyoruz bu güzelim ülkemizi. Türkiyenin vazgeçilmez şehirlerinden biri olan ise tarifi olmaz tarihi zenginliklerindedir. Eski saraylar hamamlar ve restore edilmiş valide sultanlar hala bulunkatadır. Ankara travestileri barındırmakla beraber bir çok yabancı insanları da barındırmaktadır. Çok eski saray erkanlarını incelediğimizde sarayda da harem ağaları vardı. Osmanlı dönemi ve öncesindede bu böyleydi.Teknolojinin sıfır olduğu o dönemler de iletişimin az olduğu o yıllar da bile insanlar bu zamana nazaran dahada bir kıymet verirdi birbirlerine, demekki bunun çağla yada teknolojiyle alkası olmadığını anlıyoruz. Yüzyıllar geçsede bir insanın hamuru nasıl yoğrulmuş sa öyle devam eder derlar ya, aslında insanoğlun da öteden beri gelen bir egoistlik vardır ben dediğimiz zaman çözüm yerine sorun yaratmış oluruz hem kendimiz adına hemde ülkemiz adına , türk insanı aslında diğer ülke insanlarına göre daha misafir perverdir ama kendi içimiz de bunu henüz bir yenilgiye uğratmamışız.Bir erkeğin kırmızı pantolon giymesini bile sorun haline getirebilen insanlarımız var insanların cinsiyetleri renklere göre değildir. Kadın pembe, erke siyah, cıvıl cıvıl giyildiğinde de travesti kalıplarını artık atalım beyinlerimizden. Malesef ki kaçıncı yüzyılda olsakta beyinler sanki saltanat devri gibi babadan oğula geçer gibi haller alıyoruz. Hep bir umut yeni nesil diyoruz ama şunu da unutmıyalım yeni nesli yetiştirenler kimler geçmiş anne ve babalardır, onları yetiştirenler de yine onların anne ve babalarıdır silsilei merasim gereği yetişiyor bu toplum, insanların kendilerine göre halleri olmakla beraber toplumunda aşıladığı bazı haller vardır kiminin babası zamanında annesini çok dövdüğünü gören çoçuklar onlar da kendi eşlerin de aynısını yapıyor. Hata kimilerin de bu babaya karşı belki de kin beslemeye kadar gidiyor evladın babasına kin beslediği bir toplum da sıradışı olan şeylere karşı nasıl bir saygı sevgi beklenilir ki ? Travesti kadınlar escort kadınlar da nefret cinayetlerine kurban giden insanlarımız arasındadır, bunlar zaten aşılanan şeylerdir Ankara da sadce yaşamıyor insanlar türkiye’nin ahlakı sadce Ankara’yla kısıtlı değildir daha doğru ahlak deyince insanların aklına zaten kendi yaptıkları hataların hiçbiri gelmiyor kendilerini ahlak abideleri sanarlar ya geride yaptıkları hiç akkılarına gelmez.Sonuç olarak toplumuz da normal kabul edilen şeylere saygı duyulmazken en önemlisi anne ve babaya saygı duyulmayan bir yerde ötekileştirilmiş herşeye nasıl saygı duymalarını beklerizki bu kadın travesti yada erkek ne fark eder eşittir insan değilmi eşittir canlı çatısı değil mi? önce canlıyla cansızı birbirlerinden ayırt etmeyi bilelim sonra hakımız varsa birbirimizi eleştirelim…