Transfobik nefret saldırılarına dün gece (5 Kasım) Mersin’de yenileri eklendi. Mersin 7Renk LGBTİ Derneği üyesi trans aktivist Sinem bir ticari taksi şoförünün saldırısına uğrarken, uğradığı saldırı sonucu Oya Sultan’ın kolu ve bacağı kırıldı. “Silah tutukluk yapınca kabzasıyla vurdu” Mersin’den Sinem uğradığı saldırıyı KaosGL.org’a şu sözlerle anlattı: “Bindiğim ticari taksi şoförü, tanıdık olduğumuz bir bahaneyle, ‘kadın sandım’ diyerek bana saldırdı. Önce silah çekti. Silah tutukluk yapınca kabzasıyla beni darp etmeye başladı. Sonrasında gözümü açtığımda hastanedeydim. Kan kaybından dolayı kendimden geçmişim. Civardaki lunaparkın güvenlik görevlileri polis ve ambulansa haber verince beni Mersin Devlet Hastanesi’ne götürmüşler.” Saldırı sonucu vücudunda ciddi darp izleri ve kırıklar olan Sinem, doktorlar ve polislerin ilgisiz davrandığını söyledi. Sol gözünün üstünde, elmacık kemiğinde ve alın bölgesinde kırıklar olan trans kadının tedavisi ilerleyen günlerde de çeşitli cerrahî operasyonlarla sürecek. Sinem doktorların kendisine, “Ameliyat olduğun zaman da sol göz üstünde iz kalacak” dediğini aktardı. Mersin 7 Renk, MOBESE kayıtlarının incelenmesini talep ediyor Mersin 7 Renk LGBTİ saldırının gerçekleştiği bölgedeki MOBESE kayıtlarının incelenmesi ve taksinin plaka numarasının tespit edilmesini talep edecek. Dernek’ten Yağmur Arıcan, bu saldırıların derneklerini ve örgütlenme özgürlüklerini de hedef aldığını ifade etti. Transfobik saldırıların Mersin’de veya başka bir yerde yeni olmadığını, zincir halinde günümüze kadar geldiğini hatırlatan Arıcan şöyle konuştu: “Örgütlü bir şiddet ile karşı karşıyayız” “Transfobik saldırılar yeni değil ancak son zamanlardaki saldırılarda farklılıklar var. Öncesinde de saldırılar oluyordu ama bu saldırılar bireysel kalıyordu. Şimdi örgütlü bir şiddetle karşı karşıyayız. Toplu şekilde polisler ya da başkaları translara saldırıyor. ‘Defolun gidin buradan’ diyerek niyetlerini açık ediyorlar. Bu saldırılar hem derneğimize hem de Mersin’de yaşayan trans kadınlara dönüktür. İster istemez, ‘Acaba derneğimizin işleyişini durdurmak mı istiyorlar’ sorusu aklımıza geliyor. Bu soru her saldırının ardından aklımızda.” Dün gece Oya Sultan saldırıya uğradı. Kolu ve bacağında kırıklar olan Sultan’ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Saldırgan şahıs hakkında adlî sürecin başladığı ifade edildi. “Kiralık katil, makbul vatandaş, ideolojik suç ortağı…” Kaos GL Derneği’nden Ali Erol ise, “Devletin her şiddeti için her dönem göreve hazır makbul vatandaş bulunur” diyerek saldırıları değerlendirdi. “Ankara’nın göbeğinde bir HDP’linin boğazının kesilmesi ile Mersin’de trans kadınların kafasının kırılması” arasındaki ilişkiye değinen Erol, şöyle konuştu: “Devletin her şiddeti için her dönem göreve hazır makbul vatandaş bulunur. Bunların kiralık katil veya tetikçi olması gerekmez. Makbul vatandaş zaten kendini öz görevlendirendir! Makbul vatandaşın öz görevlenmesi pozitif anlamda birinin buyurmasını beklemeden bir iş ve emek için inisiyatif geliştirmekten farklıdır. Bilakis durumdan vazife çıkarmaktır makbul vatandaşın motivasyonu. Ayrımcı nefret ideolojisi şemsiyesi altında birini yapan yüksünmez diğerini de yapar ama bazen doğrudan –kiralık katil/tetikçi- bazen dolaylı yönlendirme –iktidara yaltaklanan vatandaş sezgisi/ideolojik suç ortaklığı- ile herkes çapını bilir. Biri başkentin göbeğinde HDP’li boğazını keserken diğeri Mersin’de bir transın bu kez kesip öldürmek yerine kafasını kırar… Tabii ki iktidar makbul vatandaşının katkısını cezasızlık ödülüyle görecektir; geri kalan ödüllerini ise makbul vatandaş kendi yerelinde nasıl toplayacağını her dönem bilir.”
Çankaya Travestileri
Çankaya travestileri, Ankara’nın en kozmopolit ve canlı bölgelerinden birinde yer alarak toplumsal çeşitliliği yansıtır. Renkli giyim tarzları, dikkat çekici makyajları ve enerjik kişilikleriyle tanınırlar. Genellikle eğlence mekanlarında ve sosyal etkinliklerde görünerek kendilerini ifade ederler.
Bu topluluk, toplumsal cinsiyet normlarına karşı durarak kendi kimliklerini cesurca ortaya koyar. Dayanışma ve destek ağı oluşturarak, sosyal haklar ve kabul için mücadele ederler. Sanat, müzik ve performanslar aracılığıyla kendilerini ifade ederken, Çankaya’nın kültürel yaşamına önemli katkılarda bulunurlar. Zaman zaman ayrımcılık ve zorluklarla karşılaşsalar da, güçlü bir dayanışma ruhu ile topluluklarını güçlendirmeye devam ederler.
Travestiler Sosyal mi?
Geceleri yarasa gibi yaşadıkları belirtilen travestiler sosyal insanlarmı? Sadece gece hayatlarımı var? Gündüzleri ne yapıyorlar?
Geceleri yarasa gibi yaşadıkları söylenen travestiler aslında gayet sosyal insanlardır. Aslında bu yarasa tabiri pekte hoş olmayan bir cümle bunu belirtmek isteriz. Öncelikle kişiler gayet sosoyal insanlardır ve hayatları sadece geceden ibaret deildir. Onlarda sizler gibi gündüzleri hayatlarına gayet normal olarak devam etmektedirler. Alışveriş merkezlerine gidebilir, sinemaya gidebilir hayya ve hatta komşularına misafirlige bile gidebilen kişilerdir.
Travestilerin zorunlu olarak yapdıgı sex işçiliginden dolayı kişilere tabiri cazise yarasa gibi yaşıyolar demek aslında çok mantıksız bir açıklamadır. Kişiler hayatlarını gündüz saatlerindede gayet rahatlıkla geçirebilmektedir tıpkı sizler ve bizler gibi ama hayatlarının çogu zamanını gece geçirirler (mecburi olarak) kimileri evlerinde kimileri otobanlarda kimileri bar ve club lerde.
Hepimiz hayatımızı devam ettirebilmek adına bazı mecbur oldugumuz zorunluluklar vardır. Trans birey lerde gündüz saatlerinden ziyade gecen saatlerinde vakitlerini geçirmek mecburiyetindeler. Belkide bu mecburiyetlik bizim eserimiz olabilir. Şayet ülkemizde hal ve durumlar bu derece olmasa onlarada iyi bir imkan verilmiş olsa hayatlarını gece devam ettirmek zorunda kalmayacaklardır.
Kimse halinden memnun deildir elbette ama bazı şeyler vardırki bunun adına mecburiyet denilebilir. Bu yaşama biçimi kimileri için hoş karşılanmasada kişilerin ellerinden başka bir şey gelmez ve alternatifleri yoktur. Bir alternatif verilmiş olsa Trans bireyler eminizki bu alternatifi göz ardı etmezler. Hepimiz hayatta kalmak ve bu adil olmayan dünyada yaşamak ve geçinebilmek için adına bir takım işler yapmak mecburiyetindeyiz. Kimimizin güzel bir işi kimimizin güzel bir hayatı vardır elbette ama Trans bireyler bunların çogundan yoksundurlar. Çünki onlar zorunluk olarak fuhuş yapmak ve hayatta kalmak mecburiyetindedirler. Bu mecburiyet onlar için çok zor olsada yapacak başka bişeyleri yok hangisi istemez güzel bir iş güzel bir yaşam?
Elbetteki çoğunun hayalidir bu şekilde yaşamak ama bizim ülkemiz bu tarz yaşantılara pek alışık deil. Bence sosyalleşmemiş olan travestiler deil ülkemizdir. Eğerki sosyalleşmiş bir ülke’de yaşasak bu şekilde yaşamak mecburiyetinde kalmayacaktı travestiler.
Her konuda yurt dışın yaşayan travestileri örnek vererek konumuza başlıyoruz bizim ülkemizdeki travestilerin ordakilerden eksigi ne aslında eksikleri yok bence fazlaları var en azından bizim ülkemizde bireyler örf ve adet tabir edilen düzenimizi korumak ve sahip çıkmaları yeterde artar bile. En azında vatanlarına, yaşadıkları ülkeye ihanet etmeyen kişilerdir ülkesinde zorlukları görünce başka devletlere sıgınan kişiler deillerdir.